Pandemide vatandaşların evde kalması dolayısıyla su tüketiminin yüzde 15 arttığını, artan faturalar nedeniyle şikayetler aldıklarını ifade eden Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, “Bu şikayetlere kayıtsız kalmam mümkün değildi. Gönül isterdi ki kademeleri tamamen kaldıralım. Ama su zengini bir ülke de bölge de değiliz” dedi.
Haber-Gencay OLCAN
MESKİ Genel Müdürlüğü’nün Temmuz ayı Olağan Genel Kurul Toplantısı’nın birinci birleşimi gerçekleştirildi. Kongre ve Sergi Sarayında gerçekleşen toplantıya su faturalarına gelecek olan indirim tartışmaları damga vurdu. Toplantıda, pandemi nedeniyle artan su tüketimine bağlı olarak faturalarda yaşanan şikayetler dikkate alınıp, su tarifelerinde değişikliğe gidildi. Pandemide vatandaşların evde kalması dolayısıyla su tüketiminin yüzde 15 arttığını, artan faturalar nedeniyle şikayetler aldıklarını ifade eden Başkan Seçer, “Bu şikayetlere kayıtsız kalmam mümkün değildi. Gönül isterdi ki kademeleri tamamen kaldıralım. Ama su zengini bir ülke de bölge de değiliz” dedi.
SABİT BAKIM ÜCRETİ KALDIRILDI
Genel Kurul’da kabul edilen tarifeler çerçevesinde Mersin merkez ve ilçelerde daha önce 0-10 metreküp olan birinci kademe 0-15 metreküp, 11-20 olan ikinci kademe 16-30 metreküp, 21-75 metreküp olan üçüncü kademe 31-75 metreküp, dördüncü kademe ise 76 metreküp ve üzeri olarak belirlendi. Yoğun olarak tarım ve hayvancılığın yapıldığı Mut ve Bozyazı ilçeleri için ise su kademelerinde farklı bir değişikliğe gidildi. Mut ve Bozyazı’da su tarifesinde birinci kademe 0-30 metreküp, ikinci kademe 31-75 metreküp, üçüncü kademe 75 metreküp ve üzeri olarak belirlendi. Birim fiyat üzerinden alınan yüzde 50 oranındaki atıksu bedeli yüzde 45’e indirilirken, 1 metreküp su bedeli kadar alınan sabit bakım ücreti ise kaldırıldı.
“PANDEMİ NEDENİYLE SU TÜKETİMİMİZ ARTTI”
Pandemi nedeniyle farklı bir süreç yaşadıklarını ifade eden Başkan Seçer, “Yani gündüz okuluna giden bir çocuk evde kaldı. Memuriyet yapan bir vatandaşımız esnek çalışma, idari izin ya da diğer birtakım uygulamalarla evinde kaldı. 65 yaş ve üzeri, 20 yaş altı vatandaşlarımızın genelge gereği sokağa çıkması yasaklandı, onlar evde kaldı. Ve bu su tüketimimizi arttırdı. Meskenlerde bu süreç içerisinde ortalama olarak yüzde 15 civarında bir su tüketimi artışı oldu. Bu bazı meskenlerde yüzde 3’tür, yüzde 5’tir. Ama bazılarında yüzde 50’ye, yüzde 40’a varan su tüketimlerinde artışlar oldu. Bu bizim tahakkuklarımızda da görünüyor. Tahakkuklarımızda yaklaşık olarak yüzde 28’lik bir artış söz konusu oldu. Tahakkuk yapıldı ama parlamentonun çıkardığı bir dizi önlemler içinde yer alan su bedellerinin ödenmesinin 3 ay ertelenmesi konusu bizim Meclisimiz’e de geldi. Burada da mart, nisan, mayıs faturaları için 3 aylık süreyle ödemeleri herhangi bir fiyat farkına maruz bırakmadan erteleme kararı aldık. Dolayısıyla bunlar bizim tahsilatlarımızı sıkıntıya soktu. Ama kamuoyunda ortaya çıkan yüksek faturalar itirazlara ya da en azından şikâyetlere, serzenişlere sebep verdi. Haziran ayıyla beraber aslında su tüketimleri bir miktar da olsa pandemi kaynaklı azaldı. Ama tabi ki mevsimsel artışlar şu anda hala devam ediyor” diye konuştu.
“ŞİKAYETLERE KAYITSIZ KALMAM MÜMKÜN DEĞİLDİ”
Vatandaşların su faturalarını ödemekte zorlandıkları yönünde şikayetler aldıklarını belirten Başkan Seçer, “Belediye Başkanı olarak şikayetlere kayıtsız kalmam mümkün değildi. İdareyle, bürokrat arkadaşlarımla görüştüm. Çünkü biz bunu 2019 yılı Kasım ayında bir karara bağladık. Tarifeleri belli, gelir bütçemiz belli, gider bütçemiz belli. Orada bir yıl içerisinde ne yatırımlar yapacağız, nereden ne para gelecek, ne kadar borçlanacağız. Hepsi hesaplanmış bunların. Ama yaptığımız çalışmalarda bazı düzenlemeler yapıp, bunun yanında bu düzenlemelerden kaynaklı gelir azalmasının yerine koyabileceğimiz bazı tedbirler de aldık. Bu tasarruf tedbirleridir, kaçak-kayıp oranının azaltılmasıdır, farklı harcamaları kısmaktır gibi birtakım önlemlerle bu dengeleri de sağlayabileceğimizi düşündük. Çünkü bu yaptığımız yeni düzenlemeyle bizim aylık kurumumuzun gelir kaybı 7 milyon lira. Yaklaşık olarak kalan süre içerisinde 35-40 milyon lira gibi bir gelir kaybına sebebiyet verecek. Bizim bütçemiz bu anlamda da sapma gösterecek. Onu biz farklı yöntemlerle, yeni alacağımız tedbirlerle de kompanse etmeyi düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
“BİZ SU ZENGİNİ BİR KENT DEĞİLİZ”
Mersin merkezde kullanılan suyun yüzde 85’inin Tarsus Berdan Gölü’nden sağlandığını ifade eden Başkan Seçer, “Gönül ister ki kademeleri tamamen kaldıralım. Ama bizim bu uygulamayı yapma nedenimiz, biz su zengini bir kent değiliz. Ülkemiz de su zengini bir ülke değil. Bazı bölgelerde Mut gibi daha yoğun su bulma imkanımız var. Bazı bölgelerde çok daha az” dedi.
“SUYU TASARRUFLU KULLANMALIYIZ”
MESKİ’de tahsil edilen bedellerin yatırımlara katkısının sınırlı düzeyde kaldığını, daha çok hibeler ve uzun vadeli kredilerle çalışmaları yürüttüklerini kaydeden Başkan Seçer, “Ben de istiyorum su mümkünse bedava olsun, ama bir bedeli olmalı. Suyu tasarruflu kullanmalıyız. Yasaların elverdiği ölçüde ucuz yapmalıyım. Maliyetleri düşürmeliyim. Mersin’in Tarsus’tan Anamur’a kadar özellikle batı bölgeleri, yani tatil bölgeleri, yaylalık beldeler çok süratla, ivedilikle altyapı çalışmalarına ihtiyaç duyuyor. Çok değerli bir çalışma yaptık, bütün emeği geçen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi.
“POPÜLİST KARARLAR ALDIĞIM ZAMAN SOKAKLARDAN KANALİZASYON AKAR”
Dertlerinin ticari bir faaliyet olmadığını belirten Seçer, “Kamu hizmeti olarak bakıyoruz. Mümkün olan en ucuz suyu içirmemiz lazım ama bunu yaparken bunun tedbirlerini almam lazım. Benim yatırım yapmam gerekiyor, temiz içme suyu, kanalizasyon, atıksu arıtma. 13 ilçede bu yatırımlar var. Benim bunun kaynağını yaratmam lazım. Kredi bulabilirsem kredi, bulamazsam öz kaynaklardan bunu yapıp, cari harcamalarımı, döngülerimi yapmakla mükellefim. Ben isterim ki hiç kademe olmasın ama bu mümkün değil. Ben böyle istiyorum diye popülist kararlar alamam. Popülist kararlar aldığım zaman sokaklardan kanalizasyon akar. Kırsalda yaşayan insanlar, zaten şehirde fatura ödeyen vatandaşımın faturasının dörtte bir fiyatını ödüyor. Bir de suyu kademesiz yaptığım zaman, evini, ağacını, arabasını, kamyonunu yıkayacak, sen evde elini yüzünü yıkamaya su bulamayacaksın. Su zenginliğimiz yok. Bu kademeleri biz koymak zorundayız, en makul şekilde bunu yapmak durumundayız” diye konuştu.
“KAÇAK, KAYIP KONUSUNDA HİÇ TAVİZ VERMEYECEĞİZ”
İdari bir karar aldığını vurgulayan Seçer, “Kaçak, kayıp konusunda hiç taviz vermeyeceğiz. Abone, su faturasını ödüyor, adam kıt kanaat geçiniyor, yine gidiyor, yurttaşlık görevini yapıyor, abone olmuş yasalara uygun davranıyor. Öbür taraftan kaçak su kullanıyor, faturayı onun üzerine yazıyoruz. Ben buna müsaade etmek istemiyorum” dedi.
“EĞER İNSANLAR FARKLI BEDEL ÖDERSE BU HAKKANİYET OLMAZ”
MESKİ Olağanüstü Genel Kurulu’nun 16 Mayıs 2020 tarih ve 2 sayılı kararı neticesinde, daha önce emlak vergi değerinin yüzde 2’si olarak uygulanan su ve kanalizasyon harcamalarına katılım payı, emlak vergi değerinin binde 9’una, kararın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren indirilmişti. Türkiye Büyük Millet Meclisi Kamu Denetçiliği (Ombudsmanlık) Kurumu’nun kararı doğrultusunda, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren yüzde 2 oranında katılım payı ödemesi yapan abonelere aradaki farkın iade edilebilmesi maddesi, 23 Temmuz’da yapılacak olan Meclis’e kadar görüşülmek üzere komisyona sevk edildi. Konuyla ilgili açıklama yapan Seçer, şunları söyledi: “Daha önceki Genel Kurulumuz’da bu konuyu gündeme getirdik. 1 Ocak 2020 itibariyle ilk aboneliklerde yüzde 1 kanalizasyon, yüzde 1 içme suyu olmak üzere toplamda aboneler emlak vergi değerinin maksimum yüzde 2’si nispetinde bize katılım payı ödüyorlardı. Ancak 16 Mayıs 2020 tarihinde Meclisimiz’in aldığı karar gereğince biz bu oranı binde 9’a düşürdük. Ancak 1 Ocak'tan bu kararın yürürlüğe girdiği tarihe kadar 4 bin 442 vatandaşımız, Su ve Kanalizasyon İdaresi’ne su aboneliği işlemi yaptırmış ve buradan kaynaklanan, yeni tarife ile abonelik yapan vatandaşlara göre bir hak mahrumiyeti ortaya çıkıyor. Biz bu mağduriyetin ortadan kaldırılmasını istedik. Sizler de olumlu baktınız ama bazı hukuki endişeler olduğunu söylediniz. Bizler de Kamu Denetçiliği Kurumu’ndan bir görüş aldık. Bu kurum, bazı kararlara atıflarda bulunarak, bazı değerlendirmeler yapıyor. Doğal olarak tavsiye kararlar. Sayıştay’dan da alsak, Kamu Denetçiliği Kurumu’ndan da alsak, bunun bir bağlayıcılığı yok. Mahkeme kararları esastır. Ancak biz bunu referans olarak burada karar alabileceğimizi düşündük. Aynı yıl içerisinde fiyat tarifesinde iki ayrı uygulamada abone olma tarihine göre eğer insanlar farklı bedel öderse bu hakkaniyet olmaz. Aynı mali yıl içerisindeyiz. Onun için geriye yürütelim. 4 bin 442 vatandaşımıza 3 milyon 842 bin 537 TL'sini tekrar geri ödeyelim diyorum.”
|
