BAĞIŞLANAN HER ORGAN YENİ BİR HAYATTIR

Dünyada da 100 binden fazla kişi organ nakli için uygun verici beklerken hayatını kaybediyor. Organ yetmezliğine, organ bağışının önemine karşı duyarsızca yaşarken, günün birinde bizim ya da bir yakınımızın böylesine bir sağlık problemiyle tanışacağını aklımızın ucuna bile getirmiyoruz. Oysa, hipertansiyon ve diyabet gibi toplumumuzda oldukça yaygın iki hastalık, ihmal edildiği, önemsenmediği takdirde böbrek yetmezliğine yol açabiliyor. Geçirilen gribal bir enfeksiyon kalp kaslarını etkileyerek kalp yetmezliği nedeni olabiliyor. Doğum, kalp krizleri veya kemoterapiler sonrasında da kalp yetmezliği gelişebilme riski var. Yani kendi dünyamıza uzak gördüğümüz bu sorun aslında çok yakınımızda. Allah Korusun.

Duyarsız kalmayın. Arkadaşlarınızla ya da ailenizle buluştuğunuz sofrada organ bağışı üzerine bir konuşma başlatın. "Organlarını bağışlamak ister misin?" diye sorun onlara. Konuşmak, gündeme getirmek, bu konuda bir şeyler yapabilmenin ilk adımıdır. Neden başımıza hiç gelmeyecekmiş gibi duyarsız, umursamaz davranıyoruz anlamış değilim. Ben bu organ bağışı konusunu yüzlerce defa gerek makale gerekse görsel olarak dile getirdim ama bir STK ve gazeteci arkadaşım bu konuda hala vurdum duymaz davranıyor.

İlla bir şeyler yapmak, üzerine düşünmek için kendimizin ya da bir yakınımızın başına gelmesi mi gerekiyor. Ben ve benim gibi tam 26 bin hasta yaşamda kalabilmek için organ bağışı bekliyor. Hayata tutunmak için organ beklemenin ne kadar sancılı ve endişeli bir süreç olduğunu deneyimlerimle biliyorum. Türkiye'de 26 bin hasta yaşamda kalabilmek için organ bağışı bekliyor. Uygun kalp, böbrek, karaciğer bulunamadığı için organ nakli bekleme listesindeki bu hastaların maalesef ki binlercesi yaşamını yitiyor. Sevgiyle Kalın. Esenlikte Yaşayın. Mustafa Mızrak / Gazeteci / Yazar