Milletvekillerinin 'Aile Yılı' ile ilgili eleştirileri üzerine değerlendirmelerde bulunan Bakan Göktaş, "Bir vekil konuşmasında, 'Bir de utanmadan Aile Yılı ilan ettiniz' gibi bir ifade kullandı. Gerçekten ben duyunca utandım, hakikaten belli ki Sayın vekil, Aile Yılı'nın da 7'den 70'e toplumun tüm kesimleri nezdinde bulduğu büyük bir karşılıktan rahatsız olmuş. Aile Yılı ilan etmemizin hemen ardından buna benzer birçok itibarsızlaştırma ve dezenformasyon oluşturma çabalarını da biz gördük, yaşadık. Ancak bu yıl Türkiye'nin dört bir yanına, 81 ilimizde ben bu sene sadece 111'den fazla il ziyareti gerçekleştirdim. Vatandaşlarımızla buluşmalarımda da Aile Yılı'yla ilgili gerçekten çok büyük geri dönüşler aldık. Bu vesileyle 'Aile' kavramını gündemin tekrar merkezine aldık. Ailenin korunması ve güçlendirilmesine yönelik attığımız her adım farklı kılıflar altında eleştiri konusu haline de getirildi. Ben her zaman vatandaşımızın yanındayım" ifadelerini kullandı.
'ÖNÜMÜZDEKİ 5 YILDA İLKOKUL ÇAĞINDAKİ ÇOCUK SAYISI 900 BİN AZALACAK'
Türk Dil Kurumu 2024 yılının kavramını 'Kalabalık Yalnızlık' olarak belirlediğini söyleyen Bakan Göktaş, "Demografik dönüşümün izleri hanelerimizde belirginleşiyor ve şu anda Türkiye'de ortalama hane halkı büyüklüğü 3,11'e gerilemiş durumda. Gerçekten bu konu ülkemizin beka meselesi, hepimizin ortak meselesidir. Türkiye'de şu anda hanelerin yüzde 50'sinde çocuk yok. TÜİK projeksiyonlarına göre önümüzdeki 5 yılda ilkokul çağındaki çocuk sayısı 900 bin azalacak. Şunu net olarak ifade etmek isterim, karşı karşıya olduğumuz bu gibi sorunların çoğunun temelinde aile kurumunun zayıflaması yatıyor. Bu durum yalnızca Türkiye'nin meselesi değil, doğurganlığı sadece ekonomik meseleye bağlamak, meseleyi dar bir pencereden okumaktır. Zira bu mesele yalnızca gelir düzeyiyle, istihdam oranıyla veya ekonomik büyüklükle açıklanabilecek bir konu değildir. Benim dedem 1964'te Avrupa'ya göç etti. Neden göç etti biliyor musunuz? Avrupa yaşlanıyordu, hızla yaşlanıyordu, çalışabilecek durumda olan genç ve dinamik nüfus yapısı yoktu. Dedem 4 çocuğuyla gitti, 4 çocuğu da orada oldu, ben de orada doğdum, büyüdüm. Ben istiyorum ki ülkemizin rekabetçi kurumu, özellikle demografik gücü hala devam etsin. Ben bu konuda dertlendiğim için bunları dile getiriyorum" diye konuştu.
Bakan Göktaş ayrıca ailenin küresel ölçekte stratejik bir hale getirilmesini gerektiğini ve çocuk sayısının sadece ekonomik düzeyle bağlantısı olmadığını savundu.
'GÜÇLÜ BAĞLARA SAHİP AİLELER İSTİYORUZ'
Bakan Göktaş, 2100 yılında Türkiye nüfusunun 25 ila 55 milyona düşeceği yönündeki söylentileri hatırlatarak, "Gerçekten çok özel bir örnek vereceğim ama ben ikinci çocuğuma hamile olduğumda ilk çocuğum 16 aylıktı ve kayınvalidem üzüldü, dedi ki, 'Ya, diğeri çok küçük. Niye yaptın ki?' Halbuki ben isteyerek yapmıştım, anlatabiliyor muyum? Yani biz de bir çocuk, bir kadın, bir erkek, bir kız, bir oğlan olsun, yeter olsun; tek çocuk nitelikli olsun. Yani bu konunun sadece bir tercihten öte olmadığını, ben tercih etmeme rağmen böyle bir örnekle karşılaştım. Ama şunu söylemek istiyorum; bu bir zihniyet meselesi ve maalesef toplumumuzda da, '1-2 çocuk yeter' ya da 'Tek çocuk, nitelikli çocuk.' 'Bir kız, bir oğlan olsun yeterli' zihniyeti de maalesef toplumumuzun genel yapısında da oluştu. Yani mesele şu: 45-50 yaşında kadınlara soruyorsunuz, 'Gençliğinde ne yapmak isterdiniz?' 'Bir çocuk daha yapmak isterdim' diyenler var. Yani burada gerçekten zihinsel dönüşüm de bu işin bir parçası; bunu vurgulamak istedim. Yani biz sorunları konuşabilen, çözüm üretebilen, kriz anında birbirine kenetlenen, güçlü bağlara sahip aileler istiyoruz" dedi.
Kadın haklarını güçlendirdiklerini ifade eden Bakan Göktaş, 2005 yılında başörtüsü nedeniyle İstanbul Üniversitesine alınmadığını dile getirerek her alanda kadınların önünde bulunan engelleri kaldırdıklarını kaydetti.
'TEDBİR KARARLARININ UYGULANMASI AÇISINDAN ÇALIŞMA BAŞLATTIK'
Çocuklar Güvende uygulamasıyla 394 personelin 7 gün 24 saat esasıyla çalıştığını ve ALO 183 hattı ile çalışmalar yürüttüklerini aktardı. Suça sürüklenen çocuklar ile ilgili milletvekillerinin yorumlarını vurgulayan Bakan Göktaş, şöyle devam etti:
"Bu konuda önemli bir adım attık. Adalet, Sağlık, İçişleri, Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlıklarımız ile Diyanet İşleri Başkanlığı ve Yeşilay ile özellikle bir protokol imzaladık. Güçlendirici bakım modelimizi inşallah hayata geçirdik. İlk kez sağlık, eğitim, adalet, güvenlik ve sosyal hizmetleri tek bir çatı altında bir araya getirdik. Böylece, çocuklarımızın korunma, özellikle tedbir kararlarının uygulanması açısından da bir çalışma başlatmış olduk. Biz, özellikle 12 ilimizde ihtisaslaşmış Çocuk Evleri Sitelerinde de bu modeli uyguluyoruz, kısa sürede de olumlu sonuçlar almaya başladığımızı vurgulamak istiyorum. Sosyal risk haritalarımız da bu konuda koruyucu ve önleyici hizmet çerçevesinde genişletilmiş bir araç niteliğinde. Sosyal risk haritalarında diğer bakanlıklarda oluşan veri entegrasyonu oldukça kıymetliydi. Özellikle bir vaka bize düştüğü anda mesleki çalışmamızı anında yapabiliyoruz fakat sosyal risk haritası oluşturmak demek, veriler geldiğinde anında kullanabilmek için personel eğitimi veriyoruz."
BÜTÇE KABUL EDİLDİ
Bakan Göktaş'ın soruları yanıtlamasının ardından Komisyon Başkanı Muş, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile ona bağlı kuruluşların 2026 yılı bütçe teklifini okuttu. Oylama sonucunda bütçe komisyonda kabul edildi. Başkan Muş, komisyonu, 13 Kasım saat 10.00'da toplanmak üzere kapattı.




