Başkan Seçer, STK'ların yerel yönetimlerdeki rolüne dair değerlendirmelerde bulundu. "STK'lar bizim topluma açılan penceremiz" diyen Seçer, gönüllülük esasına dayalı çalışan tüm katılımcılara teşekkür ederek, sivil toplumla kurulan iş birliğinin demokratik katılımın temelini oluşturduğunu vurguladı.
Seçer, geçmişte milletvekili olarak görev yaptığı dönemde yasa yapım süreçlerinde STK'ların görüşlerinin dikkate alındığını, ancak günümüzde bu anlayışın mecliste zayıfladığını dile getirdi. Seçer, "Demokratik ülkelerde kanunlar ya da hayvan hakları gibi düzenlemeler, STK'ların ve meslek odalarının katkılarıyla şekillenir. Bu kültür, Türkiye'de maalesef yeterince yerleşmiş değil. Ancak biz Mersin'de bu anlayışı kurumsallaştırıyoruz" dedi.
Başkan Seçer'in bahsettiği bu kurumsallaşma çabasının bir örneği olarak, Mersin Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan Kent Katılımı ve Sivil Toplum ile İlişkiler Şube Müdürlüğü öne çıkıyor. Bu birim, hem yerel karar alma süreçlerinde halkın katılımını artırmayı hem de STK'larla daha güçlü ve sürdürülebilir iş birlikleri geliştirmeyi amaçlıyor.
Türkiye'de STK'lar zorluklara rağmen güçleniyor
Türkiye genelinde yaklaşık 125 binden fazla dernek ve vakıf faaliyet gösteriyor. Bu kuruluşlar çevre, eğitim, insan hakları, kadın hakları, engelli hakları ve hayvan refahı gibi çok çeşitli alanlarda aktif. Ancak finansman sıkıntısı, bürokratik engeller ve mevzuat belirsizlikleri gibi sorunlar, Türkiye'deki sivil toplum yapısının gelişimini kısıtlıyor.
Buna rağmen özellikle son yıllarda yerelde STK'larla belediyeler arasındaki iş birlikleri güç kazanıyor. Mersin, bu konuda örnek illerden biri olarak öne çıkıyor. Kentte faaliyet gösteren kadın kooperatifleri, çevre dernekleri, gençlik inisiyatifleri ve meslek örgütleri, yerel yönetimle sıkı bir diyalog içinde projeler üretiyor.
Seçer, bu iş birliklerinin Mersin'i daha yaşanabilir, katılımcı ve demokratik bir kent yapma yolunda önemli katkılar sunduğunu ifade ederek, "Hem iş birliği hem de destek taleplerine kapılarımız sonuna kadar açık" dedi.