Akkuyu'da yapılan Nükleer Santral ile ilgili kıymetli hocam Yusuf Uluk'tan bilgi aldım. Köşe yazımda okurlarıma paylaşmak istedim.
Gülnar'da yapılan Nükleer Santral, Türkiye'deki elektrik üretimin yaklaşık yüzde 10'unu karşılayacaktır. Nükleer olmadan bu enerji ihtiyacı çözülemez mi, başka alternatif yok mu? O güzelim yer doğallığıyla kalsa olmaz mı? Yeşil ile mavinin yan yana olduğu yerdir. İnsana mutluluk ve huzur veriyor. O manzarayı bizzat gördüm ve hayran kaldım. Doğanın bize verdiği en büyük zenginliktir. Bu manzara başka yerde olsa bir çivi çakılmasına bile müsaade etmezler.
Kıymetli hocama sordum, alternatif var mı? Tabii ki var.
Hidroelektrik de Avrupa'daki en önde gelen ülkelerden bir tanesiyiz. Ülkemizin su ağı geniş, hem yer şekilleri buna çok uygundur. Rüzgar enerjisi, Jeotermal enerji gibi seçeneğimiz var. Hepsinden vazgeçtik diyelim yine bir çaremiz var. Atatürk Barajı 15 yıl öncesinde Türkiye'deki elektrik üretiminin yüzde 10'unu karşılıyordu. Atatürk barajı daraltılarak, yüzde 1 ya da yüzde 2 üretime mahkum edilmiştir. Kayseri'den Konya'da oraya elektrik aktarılmasıyla üretim azaltıldı. Atatürk barajı eski haline getirilirse nükleere yine ihtiyaç yoktur.
Karadeniz'de daha hala altı parmaklı doğan insanlar var. O Çernobil faciasından kalan eserlerden bir sürü şey var. Sakat doğan çocuklar var. Ölümler var, hala kanserden ölen var. Karadeniz'de bunu biliyoruz Nükleer santralden dersimizi almaksak yarın geri dönüşü olmayan felaketlerle karşı karşıya kalacağız.
Neden nükleer santral istemiyorum. Açıklayım...
Nükleer santral uranyum toryum ham madde olarak kullanılmaktadır. Uranyum toryum parçalandığı zaman ortaya enerji çıkıyor. Uranyum toryum radyoaktif elementtir. Radyoaktif elementleri kontrol altına alamadığımız zaman büyük felaketlere neden olur. Nükleer sızıntısı toprağa ve suya karışması halinde Mersin'in ekolojisi zarar görecektir. Ve Radyoaktif madde karıştığı zaman kanserin tetikleyicisidir. Daha ilk zararını kuruluş aşamasında vardı. Dinamit atarken orada çevredeki evlere zarar verdi. Nükleerin ilk zararını görüyoruz. Son zararını görünce belki hayatta olmayacağız...
Kıymetli bilgilerini bana aktaran ve bana zaman ayırdığı için kıymetli hocam Yusuf Uluk'a teşekkür ederim.