Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, 27 Mayıs 1960 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti'nin 23'üncü hükümetine yapılan askeri darbenin detaylarını İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlattı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gerçekleşmiş ilk askeri darbe olarak da bilinen 27 Mayıs Darbesi sonucunda dönemin Başbakanı Adnan Menderes de asılarak idam edilmişti. Söz konusu darbenin olması için hiçbir gerekliliğin olmadığının altını çizen Doç. Dr. Şeyhanlıoğlu, "27 Mayıs Darbesi'nin olması için gerekli hiçbir sebep yoktu ve doğru da değildi.
Yani bu darbeyi Türkiye'nin başına musallat eden dış güçlerdi. Bunu Amerika daha önceden organize etmişti. İstanbul'da darben önceki son 2 yıla baktığımız zaman hem askeri, hem siyasi, hem ekonomik, hem medya, hem de küresel anlamda bunun alt yapısını oluşturmuştu. O zamanki CHP, o zamanki büyükelçiliği, o zamanki Ortadoğu CENTCOM Komutanlığı, o zamanki uluslararası konjonktür itibariyle belliydi. Çünkü Menderes'in Temmuz ayında bir Moskova ziyareti söz konusuydu. Bütün bunları alt alta koyduğumuz zaman bu darbe aslında büyük Türkiye'yi önlemeye yönelik bir adımdı" ifadelerini kullandı.
"Aynı darbe Irak'ta iki yıl önce Bağdat Paktı'na karşı yapılmıştı"
27 Mayıs Darbesi'nin Türk demokrasi tarihinde kara bir leke olarak kalmakla beraber, bu darbenin o dönemde sadece Türkiye'ye yapılmadığını vurgulayan Şeyhanlıoğlu, "Bu darbe sadece Türkiye'ye yapılmadı. Aynı darbe Irak'ta iki yıl önce Bağdat Paktı'na karşı yapılmıştı. Aynı darbe Suriye'de yapılmıştı. Aynı darbe Mısır'da yapılmıştı. Yani Osmanlı sonrası toparlanacak olan İslam dünyası ki Bağdat Paktı'yla rahmetli Menderes'in böyle de bir çalışması vardı. Bütün bunlar engellendi. Bu darbe ilk defa iktidara gelen Anadolu ruhunun çökertilmesi anlamına da geliyor. Anadolu halkı 14 Mayıs 1950'de bembeyaz olan o gelinliğine kan sıçratmadan beyaz bir ihtilal ile iktidara gelmişti. Ama çok zor şartlarda. 27 yıl tek partinin, zalim bir tek partinin iktidarına karşı, silaha başvurmadan, kardeş kavgasına girmeden, son derece ahlaki ve kanuni, tabiri caizse rakip düşman partinin istediği sahada maçı yaparak iktidara gelmişti.
Yani 14 Mayıs bir döneme son veren bir dönemdi. 27 Mayıs ise bunun rövanşı yapıldı. 1908'de de aynısı yapıldı. 23 Temmuz 1908'deki İkinci Meşrutiyet dönemi aslında bir darbedir. Abdülaziz'in öldürüldüğü tarih 1876, bir darbedir ve İngilizlerin parmağı vardır. Burada da İngilizlerin parmağı var. Darbeden hemen sonra İngiliz Kraliyet Kraliçesi 2'nci Elizabeth Ankara'ya geliyor ve darbecileri kutluyor" şeklinde konuştu.