Ekmen, her sürecin kendine özgü olduğunu belirterek, mimarisi zayıf süreçlerin bile ortak çabayla hedefe ulaştırılabileceğini vurguladı. Vekil, Abdullah Öcalan’ın avukatları aracılığıyla verdiği ‘silah ve şiddet zemininden çekme’ vaadinin sadece yöntem değişikliğini içerdiğini söyledi. Ekmen’in en kritik çağrısı ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, süreçleri neden yürüttüğünü topluma açıklaması gerektiği oldu.

RTÜK’ün Yeni Üyeleri TBMM’de Belirlendi
RTÜK’ün Yeni Üyeleri TBMM’de Belirlendi
İçeriği Görüntüle

Deva Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, ülkenin Kürt meselesi ve barış süreçleri konusundaki geçmiş deneyimleri ve mevcut durumu değerlendiren dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Ekmen, çözüm yollarını ararken daima oluru zorlayan bir perspektifle konuştuklarını, zorlukları kamusal alanda az dile getirdiklerini ifade etti.

Süreçlerin "Biricikliği" ve Toplumsal Çaba

Ekmen, her çatışma ve çözüm sürecinin kendine has dinamiklere sahip olduğuna inandığını belirterek, siyasi alanda verilen çabanın önemini vurguladı. Ekmen, süreçlerin başarısızlığa uğratılması ya da başarıya ulaştırılması konusunda siyasetin rolüne ilişkin şu ifadeleri kullandı:

"Her sürecin biricik olduğuna inanıyorum, çatışmalar da biriciktir. En kuvvetli mimariye ve ajandaya sahip bir süreci bile zehirleyip ifsat edebilirsiniz; aynı şekilde mimarisi zayıf ve neredeyse ajandası olmayan bir süreci de olgunlaştırıp hedefe ulaştırabilirsiniz. Bu, toplumun ortak çabasına ve katkısına; siyasi alanın ve siyasetin genişletilmesi çabasına bağlıdır. Biz meseleyi bu perspektifle ele alıyoruz."

Mevcut Durumda Tatminsizlik ve Öcalan Açıklaması

Mevcut siyasi durumla yüzleşilmesi gerektiğini düşündüğünü söyleyen Ekmen, her tarafta genel bir tatminsizlik hali bulunduğuna işaret etti. Milletvekili, Ekim ayının sonlarında Abdullah Öcalan’ın kardeşi Ömer Öcalan ziyareti sonrasında kamuoyuna yansıyan cümle dışında bir gelişme olmadığını ve kısa vadede de bir gelişme beklemediğini belirtti.

Ekmen, o dönemde yapılan "Bana imkân ve fırsat verilirse bu meseleyi silah ve şiddet zemininden çekip demokrasi, siyaset ve hukuk zeminine çekmeye muktedirim" şeklindeki açıklamasını analiz etti:

"Bu ifade; kalıcı barışa, pozitif barışa ve bu meselenin anayasal düzlemde çözümüne dair bir vaat içermiyordu; sadece yöntem değişikliğini içeriyordu. Silahlı unsurların mesele üzerindeki blokajın kaldırılmasına yönelik bir işaretti."

Ekmen, bu noktada kurulan Komisyonun asıl görevinin, pozitif barışa dair bir perspektif sunup negatif barışı tesis edecek yasaları çıkarmak olduğunu ifade etti.

Erdoğan’ın Açıklama Sorumluluğu

Mehmet Emin Ekmen, sürecin ilerlemesi için en temel problemlerden birinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti Genel Başkanı kimliğiyle topluma açıklama yapmaması olduğunu dile getirdi.

"Bizim, Sayın Erdoğan’ın AK Parti Genel Başkanı olarak konuşmasına ihtiyacımız var. Çünkü Cumhurbaşkanı olarak süreci yürütüyor; İmralı’ya gerekli izinleri veriyor, istihbarata talimatlar iletiyor, Suriye konusunda da gerektiğinde esneklik sağlıyor. Ama topluma neden bunu yaptığını, yapmak zorunda olduğunu ve neden bunun doğru bir adım olduğunu anlatmıyor. Temel problemlerden biri de bu."

Komisyon Raporu ve CHP'nin Rolü

Ekmen, Komisyon raporunun muhtemelen iki ana bölümden oluşacağını öngördü. Birinci bölümün "eve dönüş başlığı", yani "fesih, silah bırakma, terhis ve entegrasyon sürecini" kapsayacağını aktardı. İkinci bölümün ise muhalefetin baskısıyla Komisyon çalışmasına giren Numan Kurtulmuş’un da zaman zaman referans verdiği hukuk, demokrasi ve özgürlük alanlarında bir vizyon belgesi oluşturacağını belirtti.

Raporda Anayasa konularına girilip girilmeyeceği konusunda ise CHP'nin tutumunun belirleyici olabileceğine işaret eden Ekmen, Komisyon raporunun oy birliğiyle çıkarılması hususunda kuvvetli bir arzu olduğunu sözlerine ekledi.

Kaynak: Haber Merkezi