1 Mayıs. Emekçinin, alın teriyle hayatı ayakta tutanların günü. Sadece bir bayram değil; bir hatırlatma, bir talep, bir sesleniş günü. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de işçiler, emekçiler, sendikalar ve dayanışma içinde olan yurttaşlar bugün meydanlarda. Herkesin ortak derdi aynı: daha adil bir yaşam, daha güvenli bir çalışma ortamı ve insanca bir gelir.
Türkiye'de 1 Mayıs'ın ayrı bir yeri var. 1977'de Taksim Meydanı'nda yaşanan ve hala hafızalarda tazeliğini koruyan karanlık olaylardan sonra, bu gün uzun yıllar boyunca tartışmalı hale geldi. Ancak tarih gösterdi ki, ne yasaklar ne de baskılar bu günü unutturabildi. 1 Mayıs her zaman, meydanlarda ya da alan bulamayanların yüreğinde kutlanmaya devam etti.
Bu yıl da Türkiye'nin dört bir yanında kutlamalar var. İstanbul'da DİSK, KESK, TMMOB gibi emek örgütleri Taksim'e çıkmak istedi ama valilik izin vermedi. Bu yasak, her yıl olduğu gibi yine tartışma yarattı. Ancak Kadıköy, Maltepe, Bakırköy gibi alternatif alanlarda binlerce kişi toplandı. Ankara'da Kolej Meydanı'ndan Sakarya'ya yürüyüşler düzenleniyor. İzmir Gündoğdu'da coşku yine yüksek. Diyarbakır, Adana, Eskişehir, Samsun, Trabzon... Her ilde pankartlar aynı şeyi söylüyor: "Emek en yüce değerdir."
Ekonomik kriz, yüksek enflasyon, artan işsizlik ve güvencesiz çalışma koşulları, işçilerin taleplerini daha da yakıcı hale getiriyor. Asgari ücret, yılın ortasına gelmeden eridi. Sendikal haklara yönelik baskılar artıyor. İş kazaları hala ciddi bir sorun ve her yıl yüzlerce işçi "kaza" adı altında hayatını kaybediyor. İşte 1 Mayıs, bütün bu gerçekleri göz önüne sermek için bir fırsat aynı zamanda.
Ancak umut da var. Genç işçiler, kadınlar, göçmen emekçiler her geçen yıl bu mücadelenin daha fazla parçası oluyor. Dayanışma büyüyor. Artık sadece fabrika işçileri değil, kuryeler, yazılımcılar, serbest çalışanlar, platform emekçileri de "emeğimizin karşılığını istiyoruz" diyerek alanlarda yerini alıyor.
1 Mayıs, sadece bir tatil günü değil. Tarihi, bedeli ve anlamı olan bir gün. Bugün alanlarda yükselen her ses, sadece bugünü değil, yarını da inşa etmek için yankılanıyor.
Ve unutmayalım: "Hak verilmez, alınır. Emek en kutsal değerdir."