Özgür Çocuk Parkı’nda bir araya gelen Tüm Emekliler Sendikası üyeleri, bayram ikramiyesi ile ilgili eylem yaptı. “Dilenci değil emekliyiz” diyen emekliler, hem maaşlarının hem bayram ikramiyelerinin iyileştirilmesini istedi. Grup adına açıklama yapan Tüm Emekliler Sendikası Mersin Şube Başkanı Ahmet Karakuş, yıllarca çalışıp ürettiklerini, Türkiye ekonomisine, bilime, kültüre, sanata ve siyasete değer kattıklarını belirterek, “Bugüne kadar yaptığımız tüm çalışmalar yok sayılıyor. Biz buna izin vermeyeceğiz. Bu nedenle örgütlülüğümüzü kat be kat büyütmeli, safları daha çok sıklaştırmalı ve mücadelemizi daha çok yükseltmeliyiz. AKP-MHP ve ortaklarının iktidarının bizlere dayattığı acı reçete vahşi kapitalizmin, neo-liberal politikaların uygulanmasından başka bir şey değildir. Gerçeği yansıtmayan enflasyon hesaplan, öngörülen enflasyon tahminleri ve yandaş sendikalarla yaptıkları akla ziyan anlaşmalarla çalışanlar sefalete, emekliler açlığa mahkum edilmiştir. BES-AR'A göre açlık sınırı 34 bin 888 lira, yoksulluk sınırı 84 bin 352 lira, bekar bir insanın yaşam maaliyeti 51 bin 193 lirayı bulmuştur. Bu verilere göre 10 milyondan fazla emekli, dul ve yetim maaşı alan insanımız açlık sınırının yarısından az, neredeyse bütün emekliler ise açlık sınırının altında aylık almaktadır. Bu hal sağlık, barınma ve gıda gibi en temel ihtiyaçları dahi karşılamaktan uzaktır. Öte yandan uygulanan tek adam rejimi ile sosyal haklar ve özgürlükler hiç olmadığı kadar kısıtlanmış, sendika başvuruları engellenmek istenmiş, kabul edildiği durumlarda ise yargı sopası kullanılarak yasaklanma cihetine gidiliyor. Yer yer basın açıklamaları ve toplantılar sınırlandırılıyor” diye konuştu.
“Büyümeden Pay Verilmemektedir”
Demokratik mücadele alanlarının yok edildiğini vurgulayan Karakuş, “Taleplerimiz dikkate alınmıyor. Oysa biz bedelini peşin peşin ödeyerek hak ettiğimiz emekliliğimizde, bize ait olanı istiyoruz. Maaş güncellemesinin son alınan maaş üzerinden yapılması gerekirken, iktidar burada da hile yapıyor. Ortalama maaş üzerinden güncelleme yaparak bugün ortaya çıkan maaş rezaletinin sebebi olmuştur. Özellikle kamu sektörü dışında 10 milyonun çok üstünde insanımızın pirim gün ve miktarı ne olursa olsun, nüans farklarla aynı maaşı aldığı garip bir duruma karşı karşıyayız. Büyümeden de pay verilmemektedir. Yılların mücadelesinin bir kazanımı olan bayram ikramiyesi olarak ödenen para, reel enflasyonun çok çok gerisinde kaldığı bilindiği halde. İktidar artış yapmıyor. Oysa AKP iktidara geldiğinden bu yana emeklilere hiç karışmasaydı, en düşük emekli maaşı en düşük memur maaşı civarında olacaktı. Bu hesabı yapan Tüm Emeklilerin Sendikası, en düşük emekli maaşının en düşük memur maaşına eşitlenerek bir kıstas geliştirilmesini önermektedir” şeklinde konuştu.
“En Az Asgari Ücret Düzeyine Yükseltilmesi Gerekir”
Taleplerini de dile getiren Karakuş “Memurlara verilen seyyanen artış tüm emeklilere de verilmeli. Biz çalışırken ürettiğimiz emeğin değerlendirilmesinde ve geri dönüşümünde söz sahibi olmak istiyoruz. Bu nedenle imzacısı olduğumuz uluslararası sözleşmelerden kaynaklı sendika kurma hakkımızın tanınmasını ve bu konuda TBMM'nin gerekli yasal düzenlemeyi yapmasını istiyoruz. Bayram ikramiyesi adı altında, göz boyamadan öteye bir karşılığı olmayan 4 bin lira gibi bir miktarın, yaşanan hayat pahalılığı ve enflasyon karşısında bir anlamı kalmamıştır. Bu nedenle bu ödeneğin yılda 4'e çıkarılması ve en az asgari ücret düzeyine yükseltilmesi gerekir. Ancak o durumda belki çoluk çocuğumuzla kısmen de olsa birkaç gün yüzümüz güler. Önümüz bayram. Bütün vatandaşlarımızın bayramını kutlarız. Tekrar etmekte fayda vardır. Yılların mücadelesiyle kazandığımız ikramiyemiz enflasyona heba edilmemelidir. Her emeklinin hesabına asgari ücret tutarında bir ödeme yapılmalıdır. Bir sözümüzde ayrımcı açıklamalar yapan TBMM başkanınadır. Yeter mezhep ayrımcılığı yaptığınız. Bu ayrımcı açıklamaları şiddetle kınıyoruz. Tutuklanan belediye başkanları ve çalışanlarının, canımız öğrencilerimizin, gezi tutuklularının derhal serbest bırakılmalıdır. Her gün düzmece iddialarla gözaltılar yapılarak, toplum sindirilmek istenmektedir. Bunun adı faşizmdir. Faşizme karşı durmak insanlık görevidir. Bu görevi yapmaktan asla geri durmayacağız” dedi.