Sağır: “Sağlıktaki sorunları görmezden gelerek, çözüm üretemezsiniz”




Tarih: 28 Kasım 2021 Pazar 15:28




Mersin Eczacılar Odası Başkanı Uzman Eczacı Özgün Sağır, son zamanlarda eczanelerde bazı ilaçların bulunmadığını söyleyerek, döviz kurundaki hareketlenmenin ilaçlara olan etkisinin çok fazla olduğunu ve hatta pahalılık karşısında ilaçların alınamadığını belirtti. Sağır, “Ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik şartlar her geçen gün o kadar kötüye gidiyor ki belki insanlar ilaç bulamadığı gibi ekmek de bulamayacak bu yıl döviz kuru o kadar hareketli ki ilaçta belirlenen kur ile reel kur arasındaki makas çok açılmaya başlandı. Sağlıktaki sorunları görmezden gelerek, çözüm üretemezsiniz” dedi.

Haber – Mehmet Çetin

Mersin Eczacılar Odası Başkanı Uzman Eczacı Özgün Sağır, bazı ilaçların sahada çok az olduğunu, bazı ilaçların ise hiç bulunmadığını belirterek, “İlaçta belirlenen kur ile reel kur arasındaki makas çok açılmaya başlandı. Bu makas açıldığı için de yokluklar çok daha erken bir zamanda başlamış oldu, bu sorunlar daha erken konuşulmaya başlandı. Dediğimiz gibi eğer bu sorunlara bir çözüm üretilmezse ise; daha önümüzde aralık ve ocak varken aman Allah’ım diyorum. Şu an bizim Euro kurumuz bu yılın 20 Şubat’ında 4,58 olarak belirlendi ve Euro şu anda 14 lira. Bu şu demek oluyor ki; üretim yapamazsınız çünkü dışarıdan ham madde 14 liradan alınacak ama ülkede bunu işleyip emek sarf edip, üreteceksiniz ama 4,58 kurdan satılacak diye bir olamaz bu bir de defa üretimin olmayışının bir göstergesidir. İthal ilaçlarımız var, ithalatçı ve ihracatçı bu ilaçları 14 liradan getirip, 4,58’den nasıl satılacak bunlar ve hal böyle olunca da Türkiye’de ilaç yokluğu her geçen gün daha da artıyor. Geçtiğimiz aylarda 400-500’lerde konuştuğumuz ilaç sorunu şimdilerde ise binlere yükselmiş durumda ve bu döviz böyle artarsa ilaç yokluğu da daha da artacak” ifadelerini kullandı.

“SAHADA BAZI İLAÇLARI BULMAKTA ZORLANIYORUZ”

Euro kurunun yükselmesinden ötürü sahada bazı ilaçların bulunmadığını kaydeden Sağır, “Biz dönemin başından itibaren reel olmayan Euro kuru olduğunu söylüyoruz ve reel olmaması da ister istemez sahaya yansıyor. Biz dönem başında, bunları ilk konuştuğumuzda yaklaşık 1,5-2 ay öncesinde bile ilaçlar yok dediğimizde Euro kuru 10 civarındaydı. Bir aylık süre içerisinde Euro şu anda 14 lira civarlarında. Yani yüzde 40’lık bu değişim sizin ilaç kurunuzda, ilacın bağlı olduğu Euro kurunda değişiklik yapmadığınız taktirde bu yüzde 40’lık bir gerileme demektir. Biz sahada gerçekten de ilaçların olmadığını söylediğimizde üzülerek görüyoruz ki yetkililer tarafından ya bu konu umursanmıyor ya da görmezden geliniyor, sorunu yok sayıyorlar ve yanlış demeçler veriyorlar. Hal böyle olunca halk ve eczacılar karşı karşıya geliyorlar. Ama halkta şunun farkında ki; gerçekten de hastaneden yazılan 4 kalem ilacın neredeyse 2 tanesini bulamadığını, başka bir eczanede başka bir ilacı bulamadığını görebiliyor. Halk aslında bunu bire birde yaşıyor ama gerek geri ödeme listesinden çıkarılan ilaçlar olsun gerek daha fazla fiyat farkı ödemesiyle ilgili değişiklikler olsun maalesef halkımızın tepkisizliği bunlarında olağanlaşmasını sağlıyor. Çünkü insanlar tepki vermedikçe yukarıdakiler de bu işi umursamıyor ya da ciddiye almıyor” şeklinde konuştu.

 

HEM ÜRETİM AZ HEM DE FİYAT POLİTİKASI BİZLERİ ÇOK ZORLUYOR

“15 Şubat 2022’ye kadar eğer herhangi bir adım atılmaz ise her geçen gün artan seviyelerde ilaç yoklukları ile karşı karşıya kalacağız” diyen Sağır, “Sağlık Bakanlığı sahada ilaçlar var diyor ama örneğin, günlük bin adet arzın olduğu bir ilaç, piyasa günlük 100 ile sınırlı olarak sunulduğu zaman bu da yokluktur çünkü geriye kalan 900 kişinin ilaç bulamaması anlamına gelmektedir. Yani burada bir grup ilaç hiç yokken, bir grup ilaç da neredeyse hiç seviyesinde sahada, o yüzden bulunabilirlikler de azalmaktadır. Hastalar bize bazen ilaç sorduklarında biz tek tek eczaneleri gezmeleri gerektiğini söylüyoruz anca ve o da kaldıysa. Bize hangi ilaçların geleceğini, hangi ilaçların gelemeyeceğini artık kestiremiyoruz çünkü arz ve talep dengesizliği de var artık. Geçen yıl pandemi döneminde grip hastalıkları az görülmüştü çünkü tedbirler çok fazla alınıyordu ama bu zamanda, bu yıl grip vakaları çok fazla. Okullar açıldı, bulaş riski arttı ve haliyle ilaç tüketimi bir önceki yıla göre daha da fazlalaştı. Üreten firmalar bu yılki planlamalarını geçen yıla göre yaptıkları için bir de üretim de az bu sefer, böyle de bir sıkıntı yaşıyoruz. Hem üretim az hem de fiyat politikası bizleri çok zorluyor, iki cenderenin arasına sıkışmış durumdayız” diye ekledi.

“BU PARAMETRELERİ GÖRMEZDEN GELEREK, SAHADAKİ SORUNU ÇÖZEMEZSİNİZ”

Bakanlığın bir an önce ilaç firmalarının belirli kota dahilinde üretim yapmaların önüne geçmesi, üretim kapasitesini artırmalarının sağlaması gerektiğine vurgu yapan Sağır, “Diğer taraftan da Euro kurunun yılda bir kez güncellenerek, yapılan bu fiyatlandırılma politikasının değiştirilmesi gerekir. Bir ürünün piyasada bulunabilmesi için reel bir rakama ihtiyaç vardır ve yapılacak olan bu güncelleme gerekirse eşit şekilde bölünerek yapılmalıdır. Çünkü zam yaklaşacağı dönemde firmalar üretimleri azalmaktadır, yüksek fiyattan satılabilsinler diye. Biz bu dönemde tabloyu bu kadar kötü yaşıyorken, bu kadar kötüyse tablo, iki ay sonrasını düşünemiyoruz bile. 16 Aralık’ta ilaç listesi yine güncellenecek ve yokluğun üzerine bir yokluk daha eklenecek. Ama bu parametreleri görmezden gelerek, sahadaki sorunu çözemezsiniz. Böyle bir gerçeklik var; bunu eczacı da yaşıyor, bunu vatandaş da yaşıyor, hekim arkadaşlarda yazılan reçetedeki ilaçların alınamamasından dolayı da tedavinin yarım kalmasından şikayetçi.  Bunun bir an önce düzeltilmesi gerekiyor ve bazı şeylere artık reel yaklaşılması gerekiyor. Ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik şartlar her geçen gün o kadar kötüye gidiyor ki belki insanlar ilaç bulamadığı gibi ekmek de bulamayacak bir döneme de giriyorlar” ifadelerine yer verdi.

“BELİRLENEN KUR İLE REEL KUR ARASINDAKİ MAKAS ÇOK AÇILMAYA BAŞLANDI”

İlaç Fiyat Kararnamesi’nin kesinlikle değişmesi gerektiğini, döviz kurundan dolayı daha şimdiden sıkıntıların başlamış olmasının, ilerleyen zamanlarda daha büyük felaketlere yol açacağını iddia eden Sağır, “İlaç Fiyat Kararnamesi’ne göre; bir yıl önceki Euro kurunun yıl bazındaki ortalamasının yüzde 60’ı referans olarak belirlenir diyor. Bir defa ilk olarak bunun değişmesi gerekiyor. Yüzde 60 olarak bir önceki yıla göre belirlediğiniz takdirde zaten yüzde 40’lık bir eksiyle başlanmış oluyor ve dalgalı kurun olduğu bir dönemde de bu kur yılda bir kez sabitlenip, olacağı neyse olur şeklinde olmamalı. İlaç kurları eğer Euro kuru ile sağlanacaksa direkt Euro Endeksi ile tanımlı olması gerekir. Çünkü dönem içerisindeki değişikliklerin sahaya yansımaması durumunda bu ilaç yokluklarını hep yaşayacağız. Biz bu tür sıkıntıları ocak aylarının sonlarına doğru yaşıyorduk ama bu yıl döviz kuru o kadar hareketli ki ilaçta belirlenen kur ile reel kur arasındaki makas çok açılmaya başlandı. Bu makas açıldığı için de yokluklar çok daha erken bir zamanda başlamış oldu, bu sorunlar daha erken konuşulmaya başlandı. Dediğimiz gibi eğer bu sorunlara bir çözüm üretilmezse ise; daha önümüzde aralık ve ocak varken aman Allah’ım diyorum” dedi.

“İLAÇ TEDARİKLERİ SAĞLANMALI”

İlacın keyfi bir ürün olmadığını, ilaçların tedarikinin sağlanması gerektiğini, aksi taktirde hastalıkların, hatta ölümlerin artacağını kaydeden Sağır, “Biz bu ilaç sıkıntılarının giderilmesi konusunda çalışmalar da yapıyoruz; hatta bakanlığa hazırladığımız dosyamız bile var. Bizim ilaç kararnamesi 2009’dan beri hiç değişmedi ve hep aynı yani 14 yıldır kararname değişmedi. O zamandan beri 100 lira olan ilacın fiyatı sadece kendi yayınladıkları enflasyon rakamları karşısında 175 lira oldu ama hala daha Türkiye’de 100 lira bu ilaç şimdi bu erimişlikte bunu piyasada görmek mümkün değildir. O yüzden İlaç Fiyat Kararnamesi’nin bir an önce gelmesi gerekir, üretim anlamında düzen bozan firmalara da denetimlerin gelmesi gerekir. İlaçta yokluğun oluşmasının sebebi, ilaçta dışa bağımlılık. Eğer ki etken madde Türkiye’de üretilebilse kendi paramızla sağlardık üretimi ve sıkıntı çıkmazdı ama dışa bağımlıyız. Çoktan beridir ‘yerli, milli ilaç’ kavramlarının artık kavram olmaktan çok sahaya sürülmesi gerekiyor. İlaç keyfi bir ürün değil, ilaç zorunluluk halinde kullanılan bir üründür. Kısacası bu kadar hayati bir öneme haiz bir ürünün yokluğu demek bu toplumun sağlıksızlaşması, ilerleyen dönemlerde hastalıklardan dolayı ölümlerin artması demektir, bunun başka bir açıklaması olamaz. O yüzden bunların üretimi, bulunabilirliğiyle ilgili görmezden gelerek değil, somut adımlar atarak iş yapmak gerekir” şeklinde konuştu.


Etiket:

 
  GÜNCEL
 
 
  SOSYAL MEDYA

 
 
  GAZETEMİZ

 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. cukurovagazetesi.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. cukurovagazetesi.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA