Eski Mersin İl Sağlık Müdürlüğünü yapan ve halen özel bir hastanede doktorluk görevini yürüten Ali Rıza Özdeniz gazetemize konuştu. İYİ Parti’ye ve Meral Akşener’e ilk günden yol arkadaşlığı yapan ve İYİ Parti teşkilatlarda sürekli olarak aktif şekilde görev aldığını, sonuna kadar da İYİ Parti ve Meral Akşener’i sıkı bir şekilde destekleyeceğini ve beraber yol alacağını belirten Özdeniz, “Yokluk ve yoksulluk içinde kalan milletimizin bu sistemi bir seçimi daha taşıyabilmesi mümkün değildir. Bunun için hep birlikte hareket edecek, var gücümüzle çalışacağız. Ben İYİ Parti Liderimiz Mera
Haber – Mehmet Çetin
Ali Rıza Özdeniz, 1999 yılında 32 yaşındayken dönemin en genç İl Sağlık Müdürü olarak Mersin İl Sağlık Müdürlüğü görevini yürüttü. Ocak 2003’te İl Sağlık Müdürlüğü görevinden ayrılan Özdeniz, Bozyazı 1 No’lu Sağlık Ocağı'nda görevini sürdürdü. 2009 yılında ise kamu görevinden istifa ettiğini belirterek, özel sektörde doktorluk mesleğini icra etmeye karar verdiğini dile getiren Özdeniz, bu süre zarfında Mersin’in önemli hastanelerinde yöneticilik görevleri de yürüttü. Halen Mersin Ortadoğu Hastanesi’nde müdür ve doktor olarak çalışan Özdeniz, kendisini kısaca şöyle tanıttı: “Ben Doktor Ali Rıza Özdeniz. Mersin’in şirin ilçesi Bozyazılıyım. Anamur, Bozyazı, Aydıncık ilçeleri başta olmak üzere Erdemli’nin Batı’sı için söylenen Mersin ikinci bölgenin bir evladıyım. 1984 yılında eğitimime başladığım Konya Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesinden Doktor olarak çıktım. 1993 yılında ilk görev yerim Konya Karapınar ilçemizde kamu görevine başladım. Sırasıyla Konya Devlet Hastanesi acil servisi ardından vatani görevimi yapmak üzere Şırnak Silopi’de askerlik görevi akabinde Karapınar 1 No’lu sağlık ocağında görev yaptım. 1997 yılında memleketim Bozyazı 1 No’lu sağlık ocağına tayin oldum. Büyükbabam, aynı zamanda isim babam olan Ali Rıza Özdeniz, hala Bozyazı’da ismi hayır duaları ile anılan Bozyazı’nın ilk belediye başkanıdır. Kıymetli babam Günay Özdeniz, İçişleri Bakanlığı Nüfus Hizmetleri Daire Başkanı görevini yürütmüş, Bozyazı’nın yetiştirdiği değerli bürokratlardan birisidir. Annem Fatma Özdeniz ise öğretmenlik mesleğini icra etmiş bir kamu görevlisidir. Dolayısıyla ailem nedeniyle henüz çocukluk yıllarından itibaren devlet işleri ile meşgul olmaya, vatandaşların dertleri ile hem hal olmaya kısacası siyasetle ilgilenmeye başladım. O nedenle Millete hizmet etme hedefimin fikri kökleri o günlere kadar gider."
“YOKLUK VE YOKSULLUK BOZYAZI SOKAKLARINDA KOL GEZERDİ”
Özdeniz, ailesinin her ne kadar kentli ve eğitimli bir yaşam tarzından gelmiş olsa da çocukluğundan itibaren Yörük kültürü içerisinde yetişmiş olduğunu belirterek, “Fırsatını her bulduğumda kendimi dedemin yanına Bozyazı’ya atardım. Bozyazı o zamanlar ilçe değil Anamur’un bir kasabasıydı. Yokluk ve yoksulluk Bozyazı sokaklarında kol gezerdi. Özellikle çocukluğumun ilk yıllarında herkes gibi ben de devletin şefkat eksikliğini bizzat yaşamıştım. O yıllarda Bozyazı’ya ulaşım istenilen düzeyde değildi. Biz de o günlerde Ankara’nın hem gözünden hem de gönlünden ırak kalıyorduk. Anamur’dan sabahın erken saatlerinde Mersin’e yola çıkan bir otobüs ancak öğle saatlerinde Aydıncık Soğuksu’da mola verebiliyordu. Bozyazı başta olmak üzere ikinci bölgeye erişimin zayıf olması, kamu kaynaklarının, alt yapı yatırımlarının, iş ve istihdam yaratacak projelerin bölgeye gelişini sürekli geciktiriyordu. Devlet, varlığını ancak memurlarıyla, vergi daireleriyle ve askerleriyle hissettiriyordu. Özel sektörün henüz gelişmediği, gelir getirici iş kollarının az olduğu bölgemde geçim; fıstık tarlalarına, açıkta muz bahçelerine, nohut, buğday ve arpa üretimine bağlıydı. Yağmur yağar, hasat iyi olursa memleket memnundu. Yağmur yağmaz, hasat kötü olursa memleket mutsuzdu. Göç etmekte seçenek değildi bizim oralarda. Ya okuyup memur olunacaktı ya da toprağa sımsıkı sarılacaktık. Dolayısıyla benim bölgem dün kalkınmadan istediği payı alamadı, ne yazık ki aradan geçen bunca zamanda bugün de alamıyor” şeklinde konuştu.
“FİKİR SÖYLEME VE OY VERME HAKLARIMIZI SONUNA DEK KULLANACAĞIZ”
Meral Akşener’in siyasi mücadelesine omuz verirken, özelde Mersinlilerin genelde Türk Milleti'nin büyümeden pay alamayan, kalkınmadan nasiplenemeyen her insan adına siyasete atılmaya karar verdiğini sözlerine ekleyen Özdeniz, “Amacım taneleri dolmadan kuruyan buğday başağının var olma mücadelesini sürdürmek. Güneş altında kuraklıktan çatlamış toprağı suya ve berekete kavuşturmak. Cumhuriyetin eşit yurttaşlarına devletin şefkatli elini uzatmak. Özel sektörün önünü açarak kimsesizlerin kimsesizliğine son vermek. En önemlisi insanımıza korku duymadan daha uzaklara gidebileceklerinin, endişeye kapılmadan uzakları yakın edebileceklerinin, kuşku duymadan hayata dair bir b planlarının olabileceğinin fırsatını verebilmek. Gençlerimizden kadınlarımıza, yaşlılarımızdan engellilerimize, doğulusundan batılısına, kuzeylisinden güneylisine, her türlü dini ve etnik kimlikten herkese doğuştan gelen, coğrafyadan beslenen kaderimizi yaşamak değil emekleriyle, çalışkanlıklarıyla en önemlisi liyakatleriyle elde edebilecekleri alternatif bir hikaye şanslarının olabileceğini o insanlara göstermek. Tabi bu hedefleri gerçekleştirebilmek için evvela ülkemizde var olan kötü koşulları değiştirmemiz gerekiyor. Mesela öncelikle susan Türkiye’den konuşan Türkiye’ye, yasaklı Türkiye’den yasaksız Türkiye’ye, sansürlü Türkiye’den sansürsüz Türkiye’ye gelmemiz gerekiyor. Bu kadar baskı altında, insanların sandığa giden demokrasi yollarının hukuksuz şekilde kapatıldığı bir ülkede kalkınmayı nasıl konuşalım? İfade özgürlüğümüzün teminat altında olmadığı bir ülkede refah mücadelemizi nasıl yürütelim? Ancak sonuçta küsecek, kenarı çekilecek değiliz. Cumhuriyetten doğan en büyük vatandaşlık haklarımız olan fikir söyleme ve oy verme haklarımızı sonuna dek kullanacağız. Konuşan, Demokrat, Özgürlükçü ve Adaletli bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz” diye konuştu.
“DEMOKRASİ VE KALKINMA MÜCADELEMİZDE MERSİN’E VE MERSİNLİLERE GÜVENİYORUM”
Özdeniz, Türkiye’de Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin yarattığı yönetim krizininin aşılmasını gerektiğini savunarak, “Karşı karşıya kaldığımız her sorunun nedeni hiç kuşkusuz hukuk kurallarından beslenmeyen, katılımcı demokratik yönetimden güç almayan, hesap vermeyen, her alana sirayet ederek krizlere neden olan tek başına yönetim modelidir. Bu model meşruiyetini yine millet iradesinden alacak şekilde, gücünü kurallı hukuk düzeninden elde edecek biçimde, hesabını işleyen devlet düzenine verecek halde değiştirmeliyiz. Yokluk ve yoksulluk içinde kalan milletimizin bu sistemi bir seçim daha taşıyabilmesi mümkün değildir. Bunun için hep birlikte hareket edecek, var gücümüzle çalışacağız. Ben İYİ Parti Liderimiz Meral Akşener’in öncülüğünde sürdürdüğümüz Demokrasi ve Kalkınma mücadelemizde Mersin’e ve Mersinlilere güveniyorum. Umudu ve cesareti örgütleyenler merak etmesin hem Mersin hem de Türkiye İYİ olacak” ifadelerine yer verdi.
|
