Kütahya Dumlupınar Üniversitesinde (DPÜ) düzenlenen ve Yazar Turan Kışlakçı’nın konuşmacı olarak katıldığı “Türk ve Arap Yazımında Filistin, Kudüs ve Gazze” başlıklı konferansta konuşan Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Mehmetçiğin mübarek kanını dökme cüreti gösterenlere devletin gereken cevabı verdiğini ifade etti.
FEF Germiyanoğlu Yakup Bey Salonu'nda Uluslararası İlişkiler Topluluğu tarafından düzenlenen etkinliğe Yazar Turan Kışlakçı'nın yanı sıra Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rahmi Kasımoğulları, İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Çelik, Çavdarhisar MYO Müdürü Doç. Dr. Arif Kolay, Pazarlar MYO Müdürü Doç. Dr. Erdal Aday, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, "Bugün çok kıymetli bir konuğumuzu ağırlıyoruz. Arap dünyasında sevilen ve tanınan bir konuğumuz, gazeteci ve yazar kimliğinin yanı sıra Katar Gençlik ve Spor Bakanı'na uzun yıllardır danışmanlık, Türk-Arap Gazeteciler Derneğine başkanlık yapan entelektüel bir ismi üniversitemize davet ettik. Turan Kışlakçı Beyefendi'ye katılımlarından dolayı teşekkür ediyorum" dedi.
“Kudüs Türkiye için çok değerli bir topraktır, tarihimizin bir parçasıdır ”
Kudüs’ün Türkiye için çok değerli bir toprak ve tarihimizin bir parçası olduğunu söyleyen Rektör Süleyman Kızıltoprak, “ Buradaki varlığımızı Tolunoğullarına kadar götürmek mümkündür. Arkasından Akşitler burada egemenlik kurmuşlardır. Bu bölgede Türk egemenliğini başlamasının ardından bizim atalarımız Kudüs'ün sembol yapısı Kubbetü's Sahra'dan daha görkemli bir yapıyı inşa etmeyi istememişlerdir. Çünkü Kubbetü's Sahra, içinde Peygamberimizin ayak izlerinin olduğunun kanıtlandığı bir yapıdır. Atalarımız Kudüs'ün inşasını bu gerçeğe saygı duyarak yürütmüşlerdir. Belki de dünyada hakkında en çok yazılı eser üretilen şehir Kudüs'tür ve bu eserlerin çoğu Türkler tarafından üretilmiştir. İşte o Kudüs, bugün büyük sıkıntılar içindedir. Bu şehir uzun zamandır masumların yaşamlarını kaybettiği bölgenin içinde yer alıyor ve acılarla, hukuksuzluklarla ve katliamlarla anılıyor. Biz bu bölgede yeni faşizan akımlar doğmasın diye bu gerçeği gündemde tutmaya devam edeceğiz” dedi.
“Bizler Kütahya'da şehit topraklarında yaşıyoruz”
Rektör Kızıltoprak, “ Bu günlerde bizler de benzer acılar yaşıyoruz. Vatanımız uğrunda şehitler veriyoruz. Bizler Kütahya'da şehit topraklarında yaşıyoruz. Mehmetçiğimizin mübarek kanını dökme cüreti gösterenlere devletimiz gereken cevabı veriyor. Değerli gençler, bu cevabı sizler de vereceksiniz. Bu ülkede barışı, dostluğu, doğruluğu, hakkaniyeti ve adaleti yaşayarak ve bu ülkenin dirliğine kastedenleri yanınızdan uzaklaştırarak ya da Mevlânâ'nın yaptığı gibi sizin doğru duruşunuza getirerek bu millete daha büyük hizmetler vereceksiniz. Öğrencilerimizin bunu başaracağına inancım tam. Tüm şehitlerimize ve Filistin'deki şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Katılımınız için teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“Coğrafya, edebiyat ve tarih bilmeden uluslararası ilişkiler anlaşılamaz”
Rektör Kızıltoprak’ın ardından sözlerine başlayan Yazar Turan Kışlakçı, coğrafya, edebiyat ve tarih bilmeden uluslararası ilişkilerin anlaşılamayacağını ifade etti ve sosyal bilimlerin artık bir bütün olarak ele alınmasının zorunlu olduğunu belirtti. Uluslararası alanda bir kavram ortaya koymak için edebiyat bilmenin şart olduğunu kaydeden Turan Kışlakçı,” Pek çok İslam tarihçisi ve edebiyatçısı Allah'ın bazı şehirleri bütün insanlara sevdirdiğini söyler. O yüzden de insanlar da orayı görmek ister. Kudüs, Mekke, Medine, İstanbul bu şehirlerdendir. Bu kadim şehirler arasında da her zaman büyük bir bağ vardır. Kudüs bir kez kılıçsız fethedilmiştir. Bunu Hz. Ömer zamanında Halid Bin Velid komutasında İslam ordusu yapmıştır. Tarihte Kudüs’ü Müslüman ve Türkler yönettiğinde bütün dinlerin mensupları huzurluydu. Yahudiler ve Hristiyanların elinde bu şehre neler olduğunu görüyoruz” dedi.
Kudüs'ün edebiyata etkisine değinen Kışlakçı, "Kudüs, Mekke, Medine ve İstanbul ayette belirtildiği üzere insanların meylettiği şehirlerdir. İstanbul a ‘Beytü’l-haram’ denir. Abbasilerle birlikte Beytü'l-Makdis yerine Kudüs adı kullanılmıştır. Beytü'l-Makdis hadislerle de geçer. Hindi, Özbek ve benzeri tekkelerin merkezi Kudüs şehrindedir. Uruç ve Miraç kavramı sık kullanılıyor. Miraciyeler (Miraç gecesi okuman şiirler) mevlit gecesi okunan ‘Mevlid-i şerifler’ gibidir. İlk kullananlar arasında Efendimiz (sav) ashabı da var. Alevi türkülerinde de buna rastlamak mümkündür. Necip Fazıl’ın ‘Miraciye’si iyi bir örnektir. Muhammed İkbal’in, Akif İnan’ın Nuri Pakdil’in Kudüs ile ilgili şiirleri çok güzeldir" diye konuştu.
Etkinliğin sonunda Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak tarafından Turan Kışlakçı'ya hediye takdiminde bulunuldu.