İSTİKLAL CADDESİ VE ÇANKAYA İLKOKULU ARASINDA YÜRÜRKEN SAYIN SEÇER VE SAYIN GÜLTAK'I DÜŞÜNMEK

Geçen cumartesi günü danışmanlık ofisimdeki günlük bazı işlerimi bitirdim; Arabamın rutin bakımlarını yaptırmak için, sanayi sitesindeki kıymetli ustalarla görüştüm, aracın kısmi bakımları yapıldıktan sonra Toros Devlet Hastanesinin civarına gençlerin futbol oynadığı futbol sahasının karşısına arabamı park ettim. Havanın güzelliğinden de istifade edip, çarşıya yeni kent meydanına/otoparkına kadar yürüyüş yapmaya karar verdim. Yolumun üzerindeki Siyasilerin, söz verdiği orayı "Sanayi Müzesi" yapacağız! dediği ama kaderine ve çürümeye terkedilen, İngiliz Yağ fabrikasına üzülerek baktım, sonra inşaatı biten, peyzaj çalışmaları yapılan Akdeniz Kaymakamlık binasının ihtişamını gördüm, Büyükşehir Belediyesinin de her hizmetin verilebileceği komplike böyle bir binasının olması gerektiğini düşündüm, çakmak caddesine doğru yaklaşırken yıllardır kaba inşaat olarak bitmeyi bekleyen köşedeki iş merkezinin son rötuşlarının yapıldığını hemen hemen kullanılmaya hazır hale geldiğini gözlemledim. (o ki elbette hızlanmasının imar affı ve fahiş olan gayrimenkul fiyatlarının da etmen olduğunu düşünüyorum.) Yine Tren İstasyonun civarında olan, Çukurova gazetemizi ziyaret ettim, sonra İstiklal caddesindeki yol ve peyzaj çalışmalarını takip ettim, hummalı bir çalışma olduğunu gördüm, keşke daha ilk zamanlarda tüm altyapı sorunlarına karşın esnafın mağdur olmaması için bu çalışmalar yapılabilirlik kriteri düşünülerek hızlanmış, yapılmış olsaydı. Neyse; orada çalışan işçi kardeşlerimle ayak üstü sohbet ettik,10-15 güne kadar bütün çalışmaların biteceğini bana ifade ettiler. Sonra İçel Sanat kulübünün zemin katta yeni biten Kafe-Kütüphane bölümünde oturup güneşe ve sanat eserlerine nazır bir çay içtim. Biraz dinlendikten sonra, yoğurt pazarının yan tarafında oturan emekli büyüklerimizin sohbet ettiği yoldan yürüdüm, "yoğurtçu kadın" heykelinin anlamlı bir çalışma olduğunu bir kez daha düşündüm, ancak o heykelin ön tarafına yoğurt pazarının tarihçesinin yazılmasının daha çok aidiyet duygusunun gelişmesine katkıda bulunacağına inancımı orada çay içen emekli büyüklerim ile sohbet ederken bir kez daha dile getirdim. Sonra yeni açılan kent meydanı ve çok katlı otoparka doğru yürümeye başladım, 700 bine yakın taşıtın il trafik kayıtlarında olduğu Mersin'in trafiği yine keşmekeşti, dizi dizi araçların park edildiği yönden yani yoğurt pazarından, Büyük hamam çarşısı, Silifke caddesine doğru yürürken (Zafer Çarşısı) Bit pazarındaki bazı esnaflar ile sohbet ettim, iki ay içerisinde bu bölgeyi boşaltın diye Büyükşehir'den yazı gönderildiği bilgisini aldım, sonra aklımda restore işini yıllardır konuştuğumuz ama bir türlü başlamayan Çankaya ilkokuluna bakmakta geçiyordu, o yöne doğru yürüdüm. Yol güzergahında alışverişe gelen araç sahiplerine kendi dükkanının önüne gelindiğinde buyurun buraya park edin, çarşıda alışverişinizi rahat yapın, diyen çarşı esnaf dernek başkan yardımcısı M. Reşit Uysal ile bir kahve içimi sohbet ettik, hemen yan tarafında balık pazarı ve kasaplar çarşısının hijyen eksikliğini ve hala Mersin'e yakışır bir çarşı hüviyetine dönüşmediğini gördüm, Sonrası biten otopark ile ilgili ne düşünüyorsun diye dernek esnaf yöneticimiz sayın Uysal'a sorduğumda, her seferinde esnafın yanında olduğunu belirten kentin şehreminisi ile bu konuyu detaylı konuştuğunu ifade ederek, yeni biten Büyükşehir belediye otoparkının aylık aidat miktarının 550 TL, gir-çık bedelinin 20 TL olduğunu, bu miktarın çevre otoparklarda aylık 200-250 TL olduğundan hareketle yarın 550 TL rakamını duyan çevre otopark sahiplerinin bu rakamları yükselteceğini, gözlemlediklerini bizzat sayın Seçer ile bu hususu konuştuğunu ifade ederek, nitekim Hayfavi otoparkı taşıt gir-çık bedelinin şimdilerde 25 TL olduğunu bana ifade etti. Hoş sohbetten sonra; Çarşı Esnafları Derneği başkan yardımcısı Mehmet Reşit Uysal'ın yanından ayrıldıktan, balık pazarına bakarak yürürken, Atatürk caddesinin kaderinin yani akşam saat 19.00` dan sonra orada in-cin top oynama halinin olumlu manada değişmesi için acaba sayın Seçer bir şeyler yapacak mı? Yapar mı? diye ayrıca bir türlü konsensüs sağlanamayan Kasaplar çarşısı ve balık pazarı esnafının taşınması durumunda esnafın hali nice olacak diye düşündüm. Ve yoluma devam edip kent meydanının bölgeye ayrı bir hava verdiğini, kenttaşlığa değer kattığını ama kent otoparkının zemin katının bir an evvel hizmete girmesinin elzem olduğunu düşündüm. Sonra pek çok kez gündeme getirip TV'de konuklarıma özellikle Akdeniz Belediye Başkanı Sayın Gültak başkana sorduğum Çankaya ilkokuluna doğru yürüdüm, burası mülkiyeti T.C Kültür Bakanlığı Vakıflar genel müdürlüğü sorumluluğunda Bezmi Alem valide sultan vakfına ait bir yer. Ama restorasyonu yılan hikayesine dönen bu okul şimdilerde yok olma boyutunda. Oradan mezun büyüklerim bizim okulu sürekli gündemde tut demekteler. O ki sayın Gültak'ta çoğu kez bende oradan mezun oldum benim için kıymetli bir yer demekte. Bu köşe yazımda kısaca belirterek sorayım ama çalışkan ve güleryüzlü Valimizin diğer duyarlılıklarını önümüzdeki süreçte köşemde ayrıca yazacağım; Sayın Pehlivan'ın bu konu ile de Devletimizi temsil eden Valimizin yani kültürel mirasımız olan Çankaya ilkokulunun son durumu ile yakından ilgileneceğine eminim. Ve restorasyon projesinin taslağının bile henüz hazırlanmadığını ayrıca belirtelim Bu anlamda her geçen gün binanın çürümeye yüz tuttuğu Çankaya ilk okulumuzun bir müze olması gerektiğine inanıyorum ne müzesi derseniz, bir kısmı okulun tarihçesini anlatan hatırat bölümü diğer geniş bir kısmı ise LİMON Müzesi. Haydi Büyükşehir Belediye başkanı ve kentin şehreminisi sayın Seçer ve Akdeniz Belediye Başkanı Sayın Mustafa Gültak. Var mısınız? Tam köşe yazımı bitirirken telefonum çaldı Fatih Bey sahilde konumlanan ve gezen herkesin gördüğü Uçak, Gemi bakımsız kir, pas içinde dökülüyorlar, yani çok kötü durumdalar acaba bakım ve onarımını kim/ler yapıyor, kim/ler ilgileniyor? Yetkililere duyurulur...