Geçmişten beri süregelen dış görünüşe göre yargılama, saygı ve değer gösterme, itibar etme ve küçümse insanların en büyük hatalarından biridir. Bu konuyla ilgili kırsal kesimde yaşayan bir teyzenin konuşmasına denk geldim. O kadar güzel anlatmış ki önemli olanın dış görünüş ya da yaşadığı yerin olmadığını. Asıl önemli olanın kafanın içinde olanların olduğu.
Şöyle anlatıyordu;"Ben evet köydeyim, köyde yaşıyorum ama akıllıyım zekiyim yahu! İllaki yani köylüyüm, böyle bu kıyafetlerleyim diye ben bir şey başaramam değil. Yani köylü kadınları, Anadolu kadınları artık küçümsenmesin. Görselliğe önem verilmesin. İnsanlara bunu anlatmaya çalışıyorum. Ben burada bunu da yapabilirim, onu da yapabilirim. İllaki yani dış görünüşümü değiştirmem değil, önemli olan kafamı içini değiştirmem. Dış görünüşü değiştirmede ne var? Ama kafanın içi..."
Teyzenin böyle konuşmasını tetikleyen bir şeyler yaşadığı kesin. Ne yazık ki insanların ilk olarak insanı dış görünüşüyle yargıladığı bir gerçek. Sırf bu yüzden toplumdan dışlanmış ya da olumsuz yorumlardan bakışlardan kendini toplumdan soyutlamış birçok insan var. Birçok güzel şey başarmaya yetecek zekada olan insanlar sırf dış görünüşlerinden dolayı dışlanabiliyor. Sadece dışlanmakta değil insanca bir muamelede görmeyebiliyorlar. Günlük yaşantımızda da birçok yerde insanların dış görünüşüne göre üslup ve tavır takınıldığına birebir şahit oluyoruz. Halbuki o muameleyi yapanın dışı altınla kaplı bakır, muameleyi görenin bakırla kaplı altın olmadığı ne malum.