Danıştay tarihinin en kalabalık duruşmasına Baro Başkanı Av. Gazi Özdemir, yönetim kurulu üyeleri, Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Av. Arzu Günay ve merkez üyesi avukatlarımız, diğer barolardan çok sayıda avukat, sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileri katıldı. Mersin Barosu ile birlikte 12 baro, sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileri, 14.06.2022 tarihinde saat 09.45'ten itibaren görülmeye başlanan duruşmada iddialarını ve savunmalarını yaptı. Duruşma salonunda savunma yapan Mersin Barosu Başkanı Av. Gazi Özdemir, "Bu salonda adalet mülkün temelidir yazıyor. Biz hukuk hukukçuların ve siz heyetin de çok büyük tarihsel bir sorumluluğu ve görevi var. Gerçekten de adaletin mülkün temeli olduğunu bizden sonraki nesillere aktarmak istiyorsak, İstanbul Sözleşmesi'ni yaşatmalıyız. İstanbul Sözleşmesi'ni yaşatmak için hukuki mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğimizi siz değerli heyete ve haziruna bildirmek istiyorum" dedi. Daha sonra Mersin Barosu adına Kadın Hakları Merkezi Başkanımız Av. Arzu Günay, Mersin Barosu yönetim kurulu üyesi Av. Hatice Us ve Mersin Barosu TBB Delegesi Av. Fatma Demircioğlu savunmalarını yaptı. Savunmada şu ifadelere yer verildi: "20.03.2021 tarihi, İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararı ile birlikte biz kadınların şiddete karşı korumasız kaldığımız, hukukun, Anayasa'nın katledildiği bir gündür. Biz buraya Özgecan Aslan'ın, Av.Dilara Yıldız'ın, Raziye Oskay'ın, Eda Nur Esendere'nin, Başak Cengiz'in, Sinem Sökmen'in hakkını savunmak için geldik. Hukuk fakültesine başladığımız ilk yıllardaki hukuka olan inancımızın boşa çıkmaması, siyasi baskılar olmadan karar verilmesi umuduyla karşınızdayız. Biz bir hukukçu ve bir kadın olarak, siz Danıştay hakimlerinden beklediğimiz sadece ve sadece Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Uluslararası Sözleşmeler, kanunların uygulanarak, en temel hakkımız olan yaşam hakkımızın korunmasını talep etmektir. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeye yönelik Cumhurbaşkanlığı kararı hukuka aykırıdır ve iptali gerekmektedir. Milletlerarası antlaşmaların özelliği itibariyle, onaylanmasında yasama ve yürütme arasında bir görev paylaşımı söz konusudur. Uluslararası sözleşmelerin onayı Anayasa'da 2 aşamalı olarak öngörülmüş, 1.aşama Anayasa'nın 90. maddesi gereği yasama tarafından 'uygun bulma kanunu' çıkarılarak onaylanması, 2. aşama ise Anayasa'nın 104. maddesi gereği yürütmenin 'yasamanın uygun bulma kanunu' ile onayladığı sözleşmeyi onaylaması ve yayımlanmasıdır. Bu şekilde 'uygun bulma kanunu' ile TBMM'den ve sonrasında yürütmeden onay alan milletlerarası anlaşmalar Anayasa'nın 90/5. maddesi gereği kanunu hükmündedir. Kanuni durum böyleyken 20.03.2021 tarihinde İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeye yönelik Cumhurbaşkanlığı kararının hukuka aykırı olduğu ve iptali gerektiği açıkça ortadadır. Anayasanın 104. maddesinin 17. fıkrasında 'Cumhurbaşkanının yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabileceği ancak Anayasa'nın temel kişi haklar ve ödevleriyle ilgili Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamayacağı' hüküm altına alınmıştır" ifadelerine yer verildi.(Haber Merkezi)