Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nın (MTSO) Türkiye ve Mersin'de edebiyatın tanıtımı ulusal, ulusal bir verime dönüştürülüp edebiyat okurlarının odak noktalarından örneklere çekmek üzere hedefleyen 'Mersin Kenti Edebiyat Ödülü'nün 18'incisinin sahibi polis kurgu romanlarıyla öne çıkan Usta Yazar Ahmet Ümit oldu. 2025 yılı için önerilen adaylar arasında yer alan Ümit, hikâyenin anlatımı bir dil, sağlam ve derinlikli yaratılmış karakterler ve güçlü bir olay örgüsü içinden, dönemin sosyo-ekonomik analizine ve geçmişteki arka planına ışık düşmesine neden olan eserlerle edebiyatımızı geniş bir okur kitlesine açılmak için seçici kurul tarafından ödüle layık görüldü. Ümit'e bağlı MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır ve Meclis Başkanı Hamit İzol birlikte takdim etti.
Ümit: "Çok gelirli bir yazarm"
Çocukluk ya gençlik yıllarında yazarlığı hiç düşünmemesine rağmen yaşadıklarının kendisini yazar olmayı sürüklediğini yazan Usta Yazar Ahmet Ümit, "Ben yaşadıklarını paylaşır. 37 farklı dilde 150'ye yakın kitabım yayınlandı. Eserlerimden filmler, opera, tiyatro, çizgi roman yapıldı. Türkiye ve dünyada 15 milyona yakın kitabım indirildi. Bu benim değil sizin başarınız. Çok saklamak bir kitabım. Bana dediniz ki sen artık uğraşmak için seni sesinizi dinledim ve devam dedim” dedi.
Polisiye yazmanın kötüna da değinen Ümit, "İyi edebiyat iyi polisiyedir. iyi polisiye metinlerinin hepsi klasik romanlardır. Çok zor ama şaşmaz. İyi polisiye demek iyi kurgu demektir. Derinlemesine anlatılmış sağlam psikolojiye sahip karakterler demektir. Sağlam bir sosyo ekonomik geri plan demektir. Hikayenin durumu olağanüstü bir dil demektir. Bazen sokak dili bazen şiir dilidir. Bir şey daha yapman gerekir. Tüm bu hikayeyi polisiye konu içinde anlatacaksın. Kolay değil, çok kolay" değerlendirmesini yaptı.
İlk olarak 22 yaşında yaşadığı bir olayı kaleme alarak edebiyata adım attığını yazan Ümit, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yazdığım bu ilk yazı 40 dilde yayınlanan bir dergide basılınca o güne kadar hiç geçmese de yazar olmayı başardım. Size iyi bir yazar yapıyorum. Ben buna inanıyorum. İşte bu sonuçlara inanma duygumu güçlendiriyorum.
Çakır: “Okumak yenilenmek, kendini yeniden inşa etmektir”
Törende konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, okumak ve yazmaktan çok görselliğin öne çıktığını, hayatın telefon, bilgisayar ekranlarından izlendiği, her şeyin bir parmak dokunuşuyla erişilip ve bir parmak dokunuşuyla vazgeçildiği sabırsız insanların okumaktan gerçekten çaba harcadığını söyledi. Okumaktan her geçen gün biraz daha uzaklaşması nedeniyle bazen 'Neden okumamalıyız?' Raporun dahi sorulduğunu hatırlatan Çakır, neden okunduğunu hatırlattı, "Çünkü okuduğun insan hep aynı yerde yaşıyor. Oysa okuyorlar yolculuklardadır. Okumak, yenilenmek, kendini yeniden inşa etmektir. Kitaptan, edebiyattan uzak kalanlar sadece kendi kısa hayatlarını biliyor" diye açıkladı. 'Oku'nun Türkçede bir çağrı ve davet anlamını taşıdığına da değinen Çakır, “Okuyarak, yeni yaşamları davet eder, yeni büyür çağırırız. İşte bu çağrıyla gelişiriz” değerlendirmesini yaptı.
Çakır, insan olma ve insanlığın ortak çalışmalarını anlama yolunda ışık ve rehber olan, yeni dünyalarla tanıştıran, Türk dilinin mimarı olarak gördüğü büyük yazarlara teşekkür etti. Mersin Kenti Edebiyat Ödülü'nü aldığını kabul ederek Mersin'i ödüllendiren Ahmet Ümit'e de Mersinliler adına teşekkür etti.
İzol: "Yazan insan hisden insandır"
MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol, roman yazmanın sanatın farklı alanı olduğunu dile getirerek söyledi:
"Roman yazmak sanıldığı kadar kolay bir iş değildir. Bir romanı kaleme alabilmek için onu hissetmek, yaşamak gerekir. Sonsuza kadar herkes kalemi alıp bir metin yazabilir, hatta kitapları araştırma da yazabilir; ancak romanın farklı bir alandır. Yazarsınız. Onun hislerini hissedemiyorsanız, o romanı yazabilmeniz mümkün değildir.”
Hiçbir yazarın biranda başarıya ulaşmadığını, iş-çıkışlar yaşayabildiğini kaydeden İzol, “Çoğunun eserleri tamamen reddedilmiş, kitaplar basılmamış, zorlu mücadeleler edenler. Ama başarıdan vazgeçmemekle devam etmekle mümkün oldu” diyerek Ahmet Ümit'i edebiyata kazandırdığı başarılı eserlerden dolayı tebrik etti.
Soycan: “Mersin Kenti Edebiyat Ödülü'nün 18. yılını kutluyoruz”
Seçici Kurul Üyesi Celal Soycan Mersin Kenti Edebiyat Ödülü'nün 18'inci yılında kutlandığı kişinin memnuniyetini dile getirdi. Törenin kısa tarihçesini özetleyen Soycan, emeğini geçen herkese teşekkür etti. Düzenlenen etkinliğin 18 yıl içinde Milli Eğitim Bakanlığı'nın dahi ilgisini çekerek LGS'de sınav karşılaşmasına dönüştürüldüğünü ifade eden Soycan, soruda törenin edebiyat ve kültür kurulunca değil bir Ticaret ve Sanayi Odası tarafından verilen tek kent edebiyat müsabakasının oynandığının vurgulandığı aktarıldı. Ayrıca Edebiyat konusunda değerlendirmeler yapan Soycan, edebiyat, “İnsanın dünya ile hayat, toplumla, öteki insanlarla ve asıl kişisel kendisiyle ilişki kurabildiği biricik alan” olarak tanımlayıp MTSO yönetimine bu alanda sunulanlardan dolayı teşekkür etti.
Günay: “Polisiye roman Anadolu topraklarına ilk kez Ahmet Ümit'le ayak bastı”
Polisiye romanlar üzerine bilgi aktaran Seçici Kurul Üyesi Turhan Günay ise Osmanlı'dan bugüne kadar polisiye romanların gelişim sürecini özetledi. İlk polisiye romanın Osmanlı İmparatorluğu zamanında Ahmet Mithat Efendi tarafından yazıldığını ve o dönemdeki romanlarda Fransız etkisinin hakim olduğunu kaydeden Günay, 1914'ten itibaren Sherlock Holmes ile birlikte yazılarda İngiliz etkisinin hakim olmaya devam edeceğini söyledi. Günay, 1. ve 2. Dünya savaşlarında bir duraksama yaşansa da aradan geçen uzun bir süre sonrasında Amerika'nın temizliğinin yeniden bu alanda canlanma görünmediğini söyledi. Ahmet Ümit'in polisiye romanın geçmesiyle polisiye romanın ilk kez Anadolu topraklarına ayak bastığını vurgulayan Günay, "Ahmet Ümit, romanlarını doğrudan Anadolu uygarlıkları üzerine konumlandırır. Polisiyeyi Anadolu topraklarına getirmesi nedeniyle de Türk edebiyatında iyi bir yazar kabul edilir" dedi.
