İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, 20 milletvekilinin de imzası ile Mersin'de bulunan çiftçilerin yaşadıkları sorunların araştırılması için önerge verdi.
Mersin'in ihracatta Türkiye'nin en büyük 7'nci ili, vergi tahakkuku ve tahsilatında da 6'ncı ili olduğuna dikkat çeken Kocamaz, şunları söyledi: "Ticaretteki bu başarısını tamamen tarımsal alanda yaratmış olduğu katma değere borçludur. Bu kapsamda, Mersin, ekonomiye önemli katkılar sağlamanın yanı sıra, tarımsal ürün çeşitliliği ve çiftçisinin göstermiş olduğu büyük gayret ve fedakarlık bakımından da birçok ilimiz için örnek teşkil edecek bir konuma ulaşmıştır.
MERSİN KATMA DEĞERLİ ÜRÜNLER YETİŞTİRİYOR
Akdeniz havzasında yer alan Mersin, Türkiye sebze ve meyve üretimi içerisinde sahip olduğu yüzde 6,6'lık payla 3'üncü sırada, meyve üretiminde ise yüzde 13'lük payla 1'inci sırada yer almaktadır.
Mersin, örtü altı tarım alanları ve üretim miktarlarıyla 2'nci büyük il konumunda, yaş meyve ve sebze ihracatıyla da Türkiye'deki toplam sebze meyve ihracatının dörtte 1'ini karşılamaktadır. Mersin'in arazi yapısı, tarımsal çeşitlilik bakımından, özellikle de meyve sebze üretiminde ülke ekonomisine önemli katkı sağlamaktadır. Elverişli tarım yapısı, bitkisel üretimde sulu tarımın yaygınlığı, iklim koşulları ve gelişmiş altyapısıyla yüksek katma değerli ürünler yetiştirmektedir.
MERSİN ÇİFTÇİSİ, ÜZERİNE DÜŞENİ YAPIYOR
Mersin çiftçisi, üzerine düşen görevi fazlasıyla ve özveriyle yapmakta, buna rağmen üretirken de ürettikten sonra da yalnız bırakılmaktadır. Burada üzerine düşen görevi yapmayan sadece iktidardır. İktidar ve uygulamış olduğu politikalar, yüksek girdilere karşı çiftçileri perişan ediyor, hayatından bezdiriyor. Bu sene birçok ürün yine para etmiyor, bazı ürünlerde de rekolte kayıpları yaşanıyor.
MANDALİNADA YÜZDE 70-80 REKOLTE KAYIBI
Mesela, mandalinada yüzde 70-80 oranında ürün kayıpları yaşanırken portakalda bu oran yüzde 50 oranında, limonda ise yüzde 60'larda gerçekleşmektedir. Bilindiği gibi, Çukurova'da geçen yıl limon ağaçlarının büyük bir kısmı sökülmüştü. Bazı ürünlerde verim kayıplarından dolayı üreticilerimiz ekmek yiyemez ve kazanamazken erkenci limon dalında kalmış, dikenli limon ise 7-8 TL'den yani üç yıl önceki fiyatlardan satılmaktadır. Maliyetlerin yükseldiği, fiyatların yerinde saydığı hatta gerilediği bir ortamda çiftçilerin para kazanmaları ve bu işi sürdürebilmeleri asla mümkün değildir.
İŞÇİLERİN ÇOĞU SURİYELİ SIĞINMACI
Yüksek maliyetlerin yanı sıra, üretimde yaşanan işçi sorunu her geçen gün büyümektedir. Tarlada ve bahçede çalışan işçilerin büyük bir kısmı Suriyeli sığınmacılardan oluşmaktadır. Toplamda günlük sekiz saat çalışması gereken bu işçiler beş veya beş buçuk saat çalışmaktadır. Bu işçiler, çalışırken yüzde 15-20 oranında ürün kayıplarına da neden olmaktadır; ürün kayıplarını bu işçilerden tazmin edebilmek de maalesef mümkün değildir.
BAKANDAN RANDEVU ALAMADIK
Halbuki tarım işçilerine yönelik Tarım ve Orman Bakanlığı bir düzenleme yapsa, çalışma saatleri ve çalışma koşulları oluşturulsa tarım işçileri de üreticiler de rahat edecek. Bu konuda yaşanan sorunları ve çözüm önerilerimizi Ziraat Odası Başkanlarımızla birlikte Tarım ve Orman Bakanı Sayın İbrahim Yumaklı'ya iletmek üzere bir yılda defalarca randevu talebinde bulundum fakat maalesef bir kez olsun randevu alamadık. Bu bakanlara milletvekilleri ulaşamıyorsa üreticiler nasıl ulaşacak?
MERSİN ÇİFTÇİSİ ZARAR EDİYOR
Serbest piyasa, Mersin çiftçisine zarar ettirmekte, kazançlarını ellerinden almakta ve çiftçi her yıl biraz daha yoksulluğa sürüklenmektedir. Bu başıbozuk sistemde çoğu ürün tarlada ve bahçede ucuz, marketlerde ise çok çok pahalı fiyatlardan satılmaktadır. Bu nedenle, özellikle narenciye konusunda taban ve tavan fiyat uygulamasına geçilerek narenciye borsası mutlaka kurulmalıdır. Böylece hem üreticilerin hem de tüketicilerin mağduriyetleri bir nebze de olsun giderilebilecektir. Ürün planlaması çok geç kalmış bir uygulamadır. Tarımsal ürünlere uygulanan yurt dışı kotalar tamamen aldırılmalıdır.
İHRACATÇIYA VERİLEN PRİMİN ÜRETİCİYE FAYDASI YOK
Kota uygulamalarında kaybettiğimiz dış pazarları yeniden kazanabilmemiz maalesef mümkün olamıyor. Ayrıca, ihracatçıya verilen primlerin üreticiye hiçbir faydası olmamaktadır. Akdeniz meyve sineğine mutlaka bir çözüm bulunmalıdır, ürün kayıpları artmıştır. Bakanlık tarafından yapılan tuzak dağıtımı, dekar başına hem artırılmalı hem de daha geniş alanlara yaygınlaştırılmalıdır. Yaşanan verim kayıplarının ve maliyetlerin altındaki satışların telafi edilmesi amacıyla çiftçilerimize düşük faizli, uzun vadeli krediler verilmelidir. Ayrıca, sübvansiyonlu kredilerin limiti artırılmalıdır."