Tunceli’nin zengin su kaynakları, eşsiz ekosistemi ve endemik türleriyle Türkiye’nin en önemli yaşam alanlarından biri olan Munzur Vadisi Milli Parkı için verilen doğal sit statüsünün iptali talebi yargıdan döndü. Bölgede baraj ve HES projeleri planlayan bir şirketin açtığı dava, Erzincan İdare Mahkemesi tarafından bilirkişi raporu doğrultusunda reddedildi. Davaya müdahil olan avukat Barış Yıldırım, “Bu havzanın baraj ve HES projeleriyle yok edilmesi artık hukuken imkansız hale geldi” dedi.
Zengin Ekosistemiyle Bilinen Milli Park
1971’de milli park ilan edilen Munzur Vadisi, binlerce bitki türü, yoğun yaban hayatı ve güçlü su varlıklarıyla Türkiye’nin en zengin doğal alanları arasında yer alıyor. Yapılan çalışmalarda parkta 2 bin 250’nin üzerinde bitki türü tespit edilirken, bunların beşte birinin endemik olduğu belirlendi.
Yüksek kesimlerde meşe türleri görülürken, vadi boyunca ceviz, kavak, söğüt, çınar, asma ve çeşitli çalı türleri yayılım gösteriyor. Alan; vaşak, ayı, yaban keçisi, su samuru, porsuk, çengel boynuzlu dağ keçisi gibi çok sayıda tür için kritik habitat oluşturuyor.
Bölgenin simgelerinden Munzur Alası ise berraklığıyla ünlü Munzur Nehri’nde yaşamını sürdürüyor. Hem nehir hem de yaban keçisi yöre halkı tarafından kutsal kabul ediliyor.

Kesin Korunacak Hassas Alan Süreci
2021’de Tunceli ziyareti sırasında Bakan Murat Kurum’un vadilerin "Kesin korunacak hassas alan" ilan edileceğini açıklamasının ardından, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü uzmanları bölgede inceleme yaptı. Hazırlanan rapor, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayıyla 29 Ağustos 2023’te Resmi Gazete’de yayımlandı ve Munzur ile Pülümür vadilerinin belirli kısımları doğal sit alanı ilan edildi.
Mahkemenin Red Kararı
Baraj ve HES amacıyla yapılan itiraz üzerine bölgede keşif gerçekleştiren heyet, incelemede bir bozayı ve yaban keçisi gözlemledi. Raporlarında, havzanın benzersiz ekosistemi ve yaban hayatı çeşitliliği nedeniyle mutlaka korunması gerektiğini vurguladılar.
Mahkeme, bilirkişi değerlendirmesi doğrultusunda şirketin talebini oy birliğiyle reddetti. Kararda Konaktepe Barajı'nın vadide geniş bir alanı su altında bırakacağı, Munzur Nehri’nin belirli kesimlerinin tamamen kuruyabileceği, yolların kapanacağı ve bölgenin jeolojik–biyolojik bütünlüğünün geri dönüşsüz biçimde zarar göreceği belirtildi. Bu nedenle mevcut doğal sit statüsünün korunmasının kamu yararı taşıdığı ifade edildi.

“Havza Mutlaka Korunmalı”
Davanın müdahili avukat Barış Yıldırım, Munzur Havzası’nın uluslararası sözleşmelerle de korunan pek çok türün yaşam alanı olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Munzur Havzası önemli doğa alanı ve önemli bitki alanı durumunda bir saha. Burada ülkemizin tarafı olduğu Avrupa'nın yaban hayatı ve yaşama ortamlarını koruma sözleşmesi olan BERN Sözleşmesi hükümlerine göre koruma altında bulunan yaban keçisi, çengel boynuzlu dağ keçisi, ayı, kurt, vaşak, yaban domuzu, kaya kartalı, su samuru gibi nadir fauna türleri yüksek miktarda habitat bulmakta. Yapılan çalışmalarda 2 bin 250'nin üzerinde bitki türü saplandı. Bu türlerin yaklaşık beşte biri endemik. Bu sayı İngiltere'den, Hollanda'dan, Danimarka'dan, herhangi bir Avrupa ülkesinden çok daha fazla.”
Yıldırım, mahkemenin kararının bölgenin geleceği açısından tarihi önemde olduğunu belirterek, “Netice itibarıyla Erzincan İdare Mahkemesi tarihi bir karar alarak, davayı reddetti. Bu havzanın baraj ve HES projeleriyle yok edilmesi artık hukuken imkansız hale geldi" dedi.




