Türkiye tam bir narenciye deposu.. Özellikle Mersin Türkiye'de narenciye denilince akla ilk gelen illerden birisi..

Fakat Mersin'de öyle bir durum var ki, elde edilen ürünler hiç işlenmeden direk olarak iç pazara sunuluyor, ya da ihraç ediliyor..

Mersin'de çok ciddi bir gelir kapısı olan narenciye ürünlerini işlemeden direk olarak satışa sunduğumuzda ister istemez kar oranları da düşük oluyor.. Narenciye açısından oldukça zengin olmamıza rağmen bu ürünleri işlemediğimiz için elde edilen getiri çok düşük..

Yıllardır Mersin'de narenciye üzerine ciddi çalışmalar yapan özel bir girişimin olması gerektiği konuşulur, fakat bunu bir türlü hayata geçiremeyiz.. Halbuki narenciye ürünlerini işlemeye başladığınızda bir çok ürün elde edilebilir..

İnovatif bir bakış açısı ile kurulacak bir tesis bir narenciyeden onlarca ürün elde edebilir..

Bu anlamda yapılacak bir çalışmaya kentin çok ciddi anlamda ihtiyacı var.. Sadece limonata, ya da portakal suyu haline getirmek değil söylemek istediğim.. Narenciyenin posası dahil her anlamda sonuna kadar kullanacağımız bir tesisten bahsediyorum..

Yapılan bir başka araştırmada ise 2009 yılı turunç üretiminin 2.900 ton olduğu bununla birlikte kabuk-meyve oranının yüzde 15 olduğu görülmüştür. Bu veriye göre 1 yılda yaş turunç kabuğunun 435.000 tonu kabuktur ve meyve suyu fabrikalarında üretim artığı olarak çöpe gider.

Brezilya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde kurutulmuş narenciye kabuğunun yüzde 40'ı her yıl pelet yem olarak işlenmektedir.

Dünya genelinde narenciyenin çok farklı kullanım alanları olduğu da bilinmektedir..

Umarız en kısa sürede Mersin'de narenciyesine katma değer elde ettirecek inovatif düşünceler ile yola çıkmayı başarır..