Mersin Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Nida Naycı, Doç. Dr. Hidayet Tağa, Doç. Dr. Evren Değirmenci ve Prof. Dr. Emre Akın’ın Roma Tor Vergata Üniversitesi akademisyenleriyle birlikte yürüttüğü “Tarihi Anıtlar İçin Daimi ve Kablosuz Yapı Sağlığı İzleme Sistemlerinin Geliştirilmesi” başlıklı proje, TÜBİTAK ile İtalya Dışişleri ve Uluslararası İş Birliği Bakanlığı (MAECI) tarafından desteklenmeye değer bulundu. Çalışma, hem iki ülkenin ortak sorunlarına odaklanan bilimsel bir iş birliği örneği sunuyor hem de kültürel mirasın korunmasına yönelik yeni bir yaklaşım ortaya koyuyor. Özellikle deprem riski altındaki tarihi yapıların daha erişilebilir, güvenilir ve düşük maliyetli yöntemlerle izlenmesine olanak tanıyacak sistemin geliştirilmesi, hem akademik çevrelerde hem de uygulamada önemli bir karşılık bulmayı hedefliyor.
Yapısal sağlık izlemede kablosuz ağ tabanlı yeni yaklaşım
Projenin temelini, tarihi yapıların farklı çevresel koşullar altında sergilediği yapısal davranışları sürekli ölçebilen kablosuz bir izleme sisteminin geliştirilmesi oluşturuyor. Bu sistem, mimarlık ve mühendislik disiplinlerinin IoT tabanlı bilişim altyapısıyla buluştuğu entegre bir model sunuyor. Kablosuz iletişim teknolojilerinin sağladığı esneklik, geleneksel kablolu izleme yöntemlerine kıyasla kurulum kolaylığı, düşük enerji tüketimi ve yüksek erişilebilirlik gibi önemli avantajlar sağlıyor. Dijital ölçüm araçlarının akıllı yazılımlarla desteklenmesi ise elde edilen verilerin anlık olarak değerlendirilmesine ve yapısal değişimlerin daha hızlı fark edilmesine yardımcı oluyor. Böylece, uzun vadeli koruma planları için kritik veri akışı kesintisiz hale getiriliyor.
Kültürel mirasın korunmasında YSİ sistemlerinin önemi
Yapısal Sağlık İzleme (YSİ) sistemleri, tarihi yapıların koruma süreçlerinde her geçen gün daha hayati bir rol oynuyor. Özellikle deprem, nem, trafik titreşimleri ve insan kaynaklı müdahaleler gibi çok yönlü risklerle karşılaşan anıtlar, yaşam döngüleri boyunca sürekli izlenmezse fark edilmeyen küçük hasarlar zamanla büyük yıkımlara yol açabiliyor. Tam da bu nedenle YSİ sistemleri, mevcut yapısal durumun doğru şekilde analiz edilmesi ve riskli bölgelerin erken tespit edilmesi açısından büyük önem taşıyor. Geliştirilen yeni kablosuz yaklaşım, bu süreci hem daha ekonomik hem de daha geniş alana yayılabilir hâle getirerek koruma çalışmalarına pratik bir katkı sunmayı amaçlıyor.

Türkiye–İtalya iş birliğiyle sismik risklere ortak çözüm arayışı
Türkiye ve İtalya, hem derin tarihsel mirasları hem de yüksek sismik aktiviteye sahip coğrafi konumları nedeniyle benzer sorunlarla karşı karşıya. Bu ortak proje, iki ülkenin sahip olduğu bilgi birikimini bir araya getirerek tarihi yapıların sürdürülebilir şekilde korunmasına yönelik yenilikçi bir model oluşturuyor. Düşük maliyetli ve geniş ölçekte uygulanabilir kablosuz YSİ sistemlerinin hayata geçirilmesi, sadece araştırmacılar için değil, yerel yönetimlerden kültürel miras kurumlarına kadar birçok paydaş için yeni fırsatlar sunacak. Uzun vadede bu iş birliğinin, hem saha uygulamalarını güçlendirmesi hem de bilimsel literatüre değerli katkılar sağlaması bekleniyor.





