"Moda tasarımı, sıradanlığın düşmanıdır," diyen Yasal, şehirlerin de tıpkı insanlar gibi kendine ait bir ruhu ve rengi olduğunu belirtiyor. Her modacının, bir ressam gibi kendine özgü çizgileri olduğunu ifade eden Yasal, Anadolu ve Türkmen motiflerini modernize ederek tasarımlarına yansıttığını söylüyor.
"Bölgemizde daha çok etnik giyim tarzı hakim. Ancak ben, modanın sadece trend renklerden değil, şehrin kendine ait renginden beslendiğini düşünüyorum," diyen Yasal, tasarımlarında bu özgünlüğü ve yerel öğeleri öne çıkarmaya çalıştığını dile getiriyor.
Yasal'a göre, moda sadece estetik bir ifade biçimi değil, aynı zamanda bir kimlik meselesi. İnsanların, giyim tarzlarını belirlerken bedenlerini ve fiziksel özelliklerini tanımaları gerektiğini savunuyor. "Modacıdan styling yapmasını istemek, kişinin tarzını doğru bir şekilde ortaya koyması adına önemli," diye ekliyor.
Moda tasarımını "kumaşla vals yapmak" olarak tanımlayan Yasal, hayalindeki giysiyi, canlı bir bedenle bütünleştirmenin tasarım sürecindeki en keyifli an olduğunu belirtiyor.
Doğuş Gözen Yasal'ın bu felsefesi, modanın sadece bir tüketim nesnesi olmaktan öte, kişisel ifade ve özgünlük üzerine kurulu bir sanat dalı olduğunu gözler önüne seriyor.