“100. Yılında Tekke ve Zaviyeler Kanunu’nun Aleviler İçin Anlamı” başlıklı panel, geniş bir katılımla Mersin Cemevi Konferans Salonu’nda gerçekleşti.

Panelin moderatörlüğünü Yazar, iş insanı ve Mersin Cemevi Danışma Kurulu Üyesi Mustafa Güler üstlendi. Akademik dünyadan önemli isimlerin konuk olduğu etkinlikte Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şükrü Aslan ile Altınbaş Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Gözde Orhan, kanunun tarihsel süreç içindeki etkilerini ve günümüzdeki yansımalarını değerlendirdi.

Panelde söz alan Mersin Cemevi Başkanı Pir Hasan Kılavuz, kanunun uygulanışıyla ilgili çarpıcı örnekler aktararak tarihsel sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Destici: “Asgari Ücret 33 Bin Lira Seviyesine Gelmeli”
Destici: “Asgari Ücret 33 Bin Lira Seviyesine Gelmeli”
İçeriği Görüntüle

7C28C727 F5Bc 4Bd8 8641 81Fd43640217

Hamdullah Suphi Tanrıöver’in CHP kurultayında türbelerin tamir edilerek yeniden açılması önerisinin kabul edilmesi üzerine, kanunda değişiklik öngören tasarının 21 Ocak 1950’de Başbakan Şemsettin Günaltay tarafından Meclis’e sunulduğunu belirten Kılavuz, tasarının 5 Mart 1950’de geniş bir mutabakatla yasalaştığını ifade etti. Bu düzenlemeyle Milli Eğitim Bakanlığı onayıyla bazı türbelerin yeniden açılmasına imkan tanındığını söyleyen Kılavuz, ilk açılan türbeler arasında Özel Mustafa Paşa, Gaziosmanpaşa, II. Mahmut, Yavuz Sultan Selim ve Fatih Sultan Mehmet türbelerinin bulunduğunu aktardı.

Kılavuz, özellikle II. Mahmut Türbesi’nin Alevi-Bektaşi toplumu açısından taşıdığı olumsuz hafızaya dikkat çekerek, “İstanbul’daki Alevi-Bektaşi dergahlarının postnişinleri ve dervişleri, o türbenin önünden geçerken yönlerini oraya çevirmemişlerdir. ‘O lanetullaha gözümüz değmesin’ derlerdi. Çünkü 1826 olaylarının hafızası hiçbir zaman silinmedi” dedi.

1990 yılında çıkarılan yeni düzenlemeyle türbe ve zaviyelerin açılmasının yalnızca Kültür Bakanlığı onayıyla mümkün hale geldiğini belirten Kılavuz, “Dokunulmaz denilen kanun kevgire dönüştürüldü. Bir bakan, kendi emriyle türbe açabilir hale geldi” diye konuştu.

Alevilerin tarih boyunca kamusal alanda yok sayıldığını dile getiren Kılavuz, Hacı Bektaş Dergahı’nın 16 Ağustos 1964’te müze olarak açıldığını, Türkiye’de yaşayan milyonlarca Alevinin kendi pirlerinin dergahına uzun yıllar bilet alarak girebildiğini hatırlattı. Bu uygulamanın 8 Kasım 2014’te dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun kararıyla kaldırıldığını da ifade etti.

Muhabir: Ebru Dost