ASAYİŞ

Türkiye'de mevsimsel olarak en az 2 milyon çocuk işçi olduğu görülmekte

Türkiye'de mevsimsel olarak en az 2 milyon çocuk işçi olduğu görülmekte

Haber - Mehmet Çetin

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin (İSİG) yayımladığı raporda çocuk işçilerin sayısına dikkat çekilerek, "Sayısı milyonu aşan çalışan çocuklar, Türkiye işçi sınıfının en güvencesiz, korunmasız, sömürülen ve şiddete uğrayan kesimini oluşturuyor. Türkiye, ILO'nun 138 sayılı İstihdama Kabulde Asgari Yaş Sözleşmesi'ni 1998 yılında, 182 sayılı En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Eylem Sözleşmesi'ni ise 2001 yılında onayladı. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından, 2017-2023 dönemini kapsayacak şekilde güncellenmiş Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı (2017-2023) hazırlandı. Türkiye'de çocuk işçilik, üretimi ayakta tutan bir olgu olarak varlığını korumaktadır. TÜİK (Çocuk İşgücü Anketi Sonuçları, 2019) verilerine göre yüzde 70,6'sı erkek ve yüzde 29,4'ü kız çocuğu olmak üzere 720 bin çocuk işçi bulunmaktadır. Türkiye'de çocuk işçiliğin gerçek boyutları ise verilerde perdeleniyor. Çocuk işçiliğin azaldığına dayanak gösterilen istatistiklerde sayısı 1,5 milyonu bulan çırak, stajyer ve meslek eğitimi gören öğrenci olmak üzere çocuk işçiliğin ana gövdeleri eksik. Öte yandan çocuk işgücü anketleri, Türkiye'de mevsimsel olarak, çocuk işçiliğin en az olduğu ekim ile aralık aylarında yapılıyor, bu da çocuk işçiliğin gerçek boyutlarını gizliyor. Bunlar göz önüne alındığında, bugün Türkiye'de en az 2 milyon (yaz aylarında 4 milyon civarı) çocuk işçi olduğu görülmektedir" ifadeleri kullanıldı.

TÜRKİYE'DE ÇOCUK İŞÇİLERİN YÜZDE 23,7'Sİ SANAYİDE ÇALIŞMAKTA

Türkiye'de yaşayan Suriyeli ve Afganistanlı mülteci sayısının, kaydı bulunmayan göçmen ve mültecilerle birlikte altı milyon civarında çocuk sayısının olduğu tahminin yapıldığı raporda, "Bu nüfusun önemli bir kısmını oluşturan göçmen ve mülteci çocukları, tarım, sanayi, inşaat, ticaret gibi işkollarında günübirlik ve güvencesiz şekilde işgücü piyasasına dahil oluyor. Bu da patronlar açısından, ücret pazarlığı imkanı olmayan, ücret ödemelerini eksik yatırabileceği ya da geciktirebileceği, hakkını aradığında şiddet uygulayabileceği, zorla çalıştırabileceği ek bir çocuk işçi kitlesi anlamına gelmektedir. Tam da bu yüzden çocuk işçilik azalmak yerine giderek daha da artmakta ve çok ağır ve tehlikeli işlere doğru kaymaktadır. Türkiye'de çocuk işçilerin yüzde 30,8'i tarım, yüzde 23,7'si sanayi, yüzde 45,5'i ise hizmet sektöründe çalışıyor (TÜİK). Çocuk emeği, çocuk işçiliğin en kötü biçimleri arasında kabul edilen sokakta çalışma, küçük ve orta ölçekli işletmelerde ağır ve tehlikeli işlerde çalışma, aile işleri dışında, ücret karşılığı gezici ve geçici tarım işlerinde çalışma alanlarında yoğunlaşmaktadır" denildi.

ÇALIŞAN ÇOCUKLARIN SADECE YÜZDE 65,7'Sİ EĞİTİM HAYATLARINA DEVAM EDEBİLİYOR

Çalışan çocukların sadece yüzde 65,7'sinin eğitimine devam edebilmekte olduğu belirtilen raporda, "Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okulda olması gerekirken çalıştığını tespit ettiği ancak 'ulaşamadığı' çocuk sayısını yaklaşık 440 bin olarak açıkladı. Salgın döneminde çocuk işçilerin çoğunluğu ücretsiz internet, gerekli ekipman ve donanımın olmaması nedeniyle uzaktan eğitimine devam edemedi. Çocuk işçiliği besleyen politikalar sonucu Covid-19 salgını sürecinde çocuk işçilik daha da arttı. Bu süreçte bir yandan çocuk işçi sayısı artarken, çocuk emeği sömürüsü daha da derinleşti, kuralsızlaştı. Çocuk işçiliğin en kötü biçimleri arasında sayılan tarım, Türkiye'de ücretli ve ücretsiz aile işçisi çocuk işçiliğin en yoğun olduğu işkolu ve çocuk işçilik bakımından başlıca sektör. Tarım işçisi çocukların yüzde 64'ü 5-14 yaş arasındaki çocuklardan oluşuyor. Yani tarımda çocuk emeğinin yoğun olmasının iki yönü bulunuyor; Bir yönünü tarımın çökertilmesi ve aile emeği içinde görmeliyiz. Diğer yönü ise mevsimlik işçiliktir. Çocuklar mevsimlik işçiliğin kadınlar ile birlikte omurgasını oluşturmaktadır ve 'çocukları çekip alırsanız mevsimlik işçilik kalmaz'. Çocuk işçiliğin diğer biçimini ise çırak ve stajyerlik oluşturmuştur. MEB ile sermayenin iş birliği çerçevesinde çocuklar organize sanayide ve fabrikalarda uzun çalışma saatlerinde, çok düşük ücretlerle çalıştırılmaktalar. Çalışma sürelerinin bir kısmı teorik eğitime ayrılan çıraklar 'öğrenci' sayılmakta, MEB'in belirlediği işkollarında çıraklık sözleşmesi yapılarak çalışmaktadır. Stajyer çocuk işçilerin notunun yarısını patron vermektedir. Bu koşullar yüzünden ucuza çalıştırılırlar. Hatta meslek okulları sanayinin fason işletmeleri haline gelmiştir. Çünkü Koç'un da dediği gibi 'Meslek lisesi memleket meselesi'dir" ifadelerine yer verildi.

ULUSLARARASI KURUM-KURULUŞLAR TÜRKİYE'DEKİ ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİ GÖRMEZDEN GELME KONUSUNDA HEMFİKİRDİR

Yasaların, uluslararası sözleşmelerin ve ulusal programların çocuk işçilerin sağlığını koruyamadığının belirtildiği raporda, "İş cinayetleri sonrası adaletsizlik, cezasızlık bir kural haline gelmiştir. Örneğin 13 yaşındaki kimya işçisi Ahmet Yıldız plastik enjeksiyon makinesine sıkışarak can verdi, hastaneye trafik kazası geçirdi diye getirildi ve işverenine açılan davada 30 bin 40 TL ceza verildi ve bu 24 taksite bölündü. Örneğin 16 yaşındaki otel işçisi Muhammet İsa Soysal'ın ailesinin açtığı davada mahkeme, '65 yaşına kadar yaşar, asgari ücretle çalışırdı. Hayatı boyunca da 47 bin lira kazanırdı' diyerek tazminat kararını verdi. İşte bu ve verebileceğimiz onlarca karar da durumu özetlemektedir. Hal böyle iken 2014 yılında yapılan Uluslararası Çalışma Konferansı'nın 103. oturumunda konuşan dönemin Çalışma Bakanı Yardımcısı Halil Etyemez, özellikle çocuk işçiliği ile mücadele çerçevesinde alınan önlemler sayesinde, bu sorunun artık Türkiye'nin gündeminden çıktığını söylemiştir. Yine dönemin AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, Türkiye'nin çocuk işçi çalıştırmayla mücadelede başarılı olduğunu belirmiş ve 'Türkiye'nin 2014 itibarıyla çocuk işçi çalıştırmayı bitirmeyi taahhüt ettiğini ve ILO'nun Türkiye'yi 2006 yılında çocuk işçilikle mücadelede başarı sağlayan üç ülkeden biri seçmesine neden olduğunu' ifade etmişti. Uluslararası kurum-kuruluşlar Türkiye'deki çocuk işçiliğini görmezden gelme konusunda hemfikirdir" cümlelerine yer verildi.

ÇOCUK İŞÇİLİĞİNE KARŞI TALEPLER

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi olarak, çocuk işçiliğin getirildiği durumu ve çocuk iş cinayetlerinin bir 'çocuk emek sömürüsü' politikası olduğunun söylendiği raporda çocuk işçiliğe ve çocuk cinayetlerine karşı talepler ise şu şekilde sıralandı; "Ucuz çocuk işgücünü teşvik eden ve bunun altyapısını oluşturan eğitim sistemi ve eğitim politikalarına son verilmelidir. Çocuk emeğiyle ilgili veriler bilimsel, güvenilir ve düzenli bir şekilde yayınlanmalıdır. Kayıt-dışı çocuk işçi çalıştırılan kişi ve kurumlara göz yumulmamalı, caydırıcı cezalar verilmelidir. Yasadışı çocuk işçi çalıştırmayı önlemeye yönelik tedbirler alınmalı, denetimler etkin ve sıkı bir şekilde yapılmalı, ilgili mevzuatlar yürürlüğe koyulmalıdır. Tüm çocuklar ücretsiz ve detaylı sağlık taramasından geçirilmelidir. Yeterli, sağlıklı ve dengeli beslenme imkanı sağlanmalı, bağışıklık sistemleri kuvvetlendirilmelidir. Çocuk işçilik yasaklanmalıdır."

SON 9 YILDA EN AZ 556 ÇOCUK İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ

İSİG Meclisi, çocuk işçi ölümlerini kayıt altına alınan 2013 yılından 2021 yılı sonuna kadar olan sürede; yıllara, iş kollarına, nedenlerine, cinsiyetlerine, yaşlara ve şehirlere göre tasnif edilmiş tabloları paylaşarak, "Her ay ortalama olarak 5-6 çocuk çalışırken hayatını kaybetmektedir. Çocuk işçi ölümlerinin tüm iş cinayetlerine oranı ise yüzde 4 civarındadır. Ölümler genel olarak basına yansımaktadır. Çocuk işçilerin yaklaşık üçte birinin tarımda çalışmasına karşılık ölümlerin yarıdan fazlası bu işkolunda meydana gelmektedir. Son yıllarda çocuk emeğinde ücretli ve tehlikeli işlerde çalışma oranı artmaktadır. Çocuk işçi ölümlerinin neredeyse yarısını trafik, servis kazası ile boğulmalar oluşturmaktadır. Bu da tarım iş kolundaki mobilizasyonun ve barınma-yıkanma-sıcakta çalışma gibi ihtiyaç ve sorunların had safhada olduğunu göstermektedir. Kız çocuk işçi ölümleri yüzde 16 civarındadır. Bu durum genel iş cinayetlerinde tespit etiğimiz kadın işçi ölüm oranın 2,3 katıdır. 15 yaş altı çalıştırma kanunen de yasak olmasına rağmen bu yaş grubunda çalışan 184 çocuk işçi hayatını kaybetmiştir. Yani her ölen 3 çocuk işçiden 1'i 15 yaş altındadır. 4-5 yaşlarında ölen çocuk işçilere bile rastlanmaktadır. Bu durum Türkiye'deki yoksulluğun ve güvencesizleştirmenin bir aynasıdır. Çocuk işçi ölümleri tarımsal mobilizasyon ve üretimin arttığı, yine okulların kapanıp hizmet sektöründe ve atölyelerde çocukların çalıştığı Mayıs-Eylül sürecinde sıçrama yapmaktadır" denildi.

TARIM, ORMAN İŞ KOLUNDA 316 ÇOCUK HAYATINI KAYBETTİ

Son dokuz yılda iş cinayetlerinin iş kollarına ve iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı raporda şu şekilde verildi; "Tarım, orman iş kolunda 316 çocuk (213 işçi ve 103 çiftçi); inşaat, yol iş kolunda 57 çocuk; metal iş kolunda 37 çocuk; konaklama, eğlence iş kolunda 27 çocuk; ticaret iş kolunda 22 çocuk; gıda iş kolunda 18 çocuk; genel işler iş kolunda 18 çocuk; tekstil, deri iş kolunda 16 çocuk; taşımacılık iş kolunda 11 çocuk; kimya, lastik iş kolunda 9 çocuk; ağaç, kağıt iş kolunda 9 çocuk; çimento, toprak, cam iş kolunda çocuk; enerji iş kolunda 3 çocuk; madencilik iş kolunda 1 çocuk; iletişim iş kolunda 1 çocuk; sağlık iş kolunda 1 çocuk; elimizdeki veriler ışığında çalıştığı iş kolunu belirleyemediğimiz 4 çocuk işçi çalışırken hayatını kaybetti. son dokuz yılda iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle: trafik, servis kazası nedeniyle 153 çocuk; zehirlenme, boğulma nedeniyle 97 çocuk; ezilme, göçük nedeniyle 68 çocuk; yüksekten düşme nedeniyle 52 çocuk; şiddet nedeniyle 47 çocuk; elektrik çarpması nedeniyle 39 çocuk; yıldırım düşmesi nedeniyle 35 çocuk; patlama, yanma nedeniyle 20 işçi; kalp krizi, beyin kanaması nedeniyle 12 çocuk; kesilme, kopma nedeniyle 11 çocuk; nesne çarpması, düşmesi nedeniyle 6 çocuk; intihar nedeniyle 6 çocuk; diğer nedenlerden dolayı 10 çocuk işçi çalışırken hayatını kaybetti."

SON 9 YILDA MERSİN'DE 16 ÇOCUK İŞÇİ ÖLDÜ

Son 9 yılda Türkiye'nin 75 ilinde çocukların iş başında hayatını kaybettiği ifade edilen raporda, Mersin'de 16 çocuk işçi ölümüyle 75 il arasında yer alırken, diğer iller de şu şekilde yer aldı; "44 ölüm Şanlıurfa'da; 35 ölüm Gaziantep'te; 29 ölüm Adana'da; 26 ölüm İstanbul'da; 23 ölüm Konya'da; 20 ölüm Antalya'da; 17 ölüm Mardin'de; 16 ölüm Mersin'de; 15'er ölüm Aydın ve Bursa'da; 14 ölüm Ankara; 12 ölüm Diyarbakır, Kocaeli ve Manisa'da; 11'er ölüm Ağrı, Denizli ve Samsun'da; 10 ölüm Şırnak'ta; 9'ar ölüm Erzurum, Hatay ve Osmaniye'de; 8'er ölüm Aksaray, İzmir, Kayseri, Sakarya, Sivas ve Van'da; 7'şer ölüm Kahramanmaraş, Malatya, Muğla ve Siirt'te; 6'şar ölüm Balıkesir, Düzce ve Tekirdağ'da; 5'er ölüm Elazığ, Karaman, Kastamonu, Ordu ve Yozgat'ta; 4'er ölüm Bolu, Giresun ve Hakkari'de; 3'er ölüm Afyon, Batman, Bitlis, Çorum, Eskişehir, Isparta, Kırıkkale, Kilis, Muş ve Uşak'ta; 2'şer ölüm Bartın, Bilecik, Bingöl, Burdur, Çanakkale, Gümüşhane, Kars, Kırklareli, Kütahya, Niğde, Tokat ve Tunceli'de; 1'er ölüm Bayburt, Edirne, Karabük, Kırşehir, Muş, Nevşehir, Rize, Sinop, Trabzon, Yalova ve Zonguldak'ta meydana geldi."