İtiraz etmek istediğim bir husus var fakat itiraz etmek istediğim şeyi söylemeden önce birkaç noktayı aydınlatmak istiyorum. “Hayvan hakları” kavramı aslında o kadar da eski bir dönemde ortaya çıkmış değil. 18. yüzyılda dillendirilmeye başlanan hayvan hakları insanların hayvanlar üzerindeki zulmünü engellemeyi hedefliyordu. Zulüm demekte pek de haksız sayılmam. Aristo’dan Kant’a kadar birçok ünlü düşünür bile hayvanların insanlar için var olduğunu ifade etmiş. Halt etmiş.
İnsanlık tarihinin en tozlu sayfalarına da gitsek bugüne de gelsek insanların hayvanlara karşı olan tutum ve tavırlarını içeren tablonun değiştiğini söylememiz mümkün değil. İtiraz etmek istediğim nokta tam olarak burada başlıyor. Dünya üzerinde yaşayan hayvanlar kedi, köpek, papağan ve popüler kültürün önümüze koyduğu birkaç hayvandan oluşmuyor. Kedi ve köpekleri sevmeyin demiyorum, sevmelisiniz. Eğer gerçekten hayvan haklarından söz edeceksek bütün hayvanları sevmelisiniz. Sadece birkaç hayvan ile bunu sınırlı tutmamalısınız.
Merak ediyorum… Hayvan hakları ile ilgili bir gösteriye katılan insanların kaç tanesinin aklına her gün istismar edilen ve kendisinden izinsiz bir şekilde sütü alınan inekler geliyor? Kaç tanesinin aklına beş dakika önce denize fırlatmış olduğu pet şişenin deniz canlılarına zarar vereceği geliyor? İnsanların popülist gösterileri bir kenara bırakıp gerçekten bilinçli gösteriler yapması gerekiyor.
Mersin bundan çok da uzun olmayan bir süre önce limon ve portakal ağaçları ile dolup taşan bir kentti. Getirdik betonu, getirdik yığın yığın demirleri ve binalar diktik. Bencilliğimiz öylesi bir boyuta ulaşmıştı ki binaları dikerken hayvanları aslında yerinden ettiğimizin farkında bile değildik. Üzgünüm, eğer bugün hayvan haklarının göz ardı edilmediğini söylersem yalan söylemiş olurum.
Bir toplumu tek gecede değiştirmemiz mümkün değil. Ancak toplumun yavaş yavaş değişmeyeceği anlamına gelmiyor. Anahtar kelime: “Çocuk.” Sadece kediyi, köpeği değil bütün hayvanları çocuklarımıza sevdirelim. Hatta hayvanları, bitkileri, insanları… Yolda gördüğü bir taşı bile sevdirelim. Sadece sevdirmekle kalmayıp çocukları bilinçlendirelim. Ancak bu şekilde gerçek sevgiden, hayvan haklarından bahsedebiliriz. İnanın bana değişmediğimiz sürece ne bu dünyayı hak ederiz ne de evrendeki herhangi bir gezegeni.