YEREL SEÇİM

Yedi ay sonra yerel seçim var.

Seçmeni ikna etmek lazım.

Ne yapacaklar, seçmen sorgulayacak adayları ne yapmışlar diye.

Aynı kafalar aynı yüzler, hizmetin süresi belli, herkes görevini yapar ve teslim eder gider.

Oysa işler öyle işlemiyor.

Bir sivil toplum kuruluşunda, odada, borsada herhangi bir yerde öyle ya da böyle seçiliyorsa tam da olması gereken yer sıçrama tahtası gibi, hop oradan siyasi bir partiye geçip ben ehliyetliyim, ben başarılıyım, ben şuyum ben buyum bir iki de hatırlı ahbap siyasi partiyi tıpış tıpış dayatır!

Unutmaması gereken bir şeyler vardır. Hizmet etmek zorunda olduğu bir kenti bir şehri vardır.

Çünkü vaatler öyle hizmet aşkıyla doludur ki... Sen bile... Bir an düşünürsün doğup büyüdüğüm yıllarca içinde yaşadığım taşı toprağı havası her anını yazını kışını yaşadığın şehrinde bir şeyler olumlu olarak değişecek.

Sonra ne mi oldu?

Aday kazandı. Tamam. İşler tıkır tıkır işledi.

Gelsin 'şakşaklar' ya da 'cılar'.

Öyle kolay kolay da işleyen bir istifa mekanizmamız da olmadığı için ben her şeyi biliyorum bekle senelerce, seçmen kaderiyle başbaşa uzaktan seyreder vekalet verdiğini.

Üst düzey imkanlar ve temsiller, çoktan unutulmuştur asılları.

Bu durumun vekaleten vekil tayin edilerek kendilerine asılları tarafından verildiğini.

Yeter mi?

Yetmez.