Gıda Mühendisi Sevda Yılmaz, sağlıklı beslenme ve gıda israfı konusunda önemli uyarılarda bulundu. Geleneksel bilgilerin ışığında, modern bireylerin yaşam tarzlarını yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini belirten Yılmaz, özellikle "üç beyaz" olarak bilinen şeker, tuz ve beyaz undan uzak durulması gerektiğine dikkat çekti.

“Ben bu konuda biraz gelenekçiyim açıkçası. Hani atalarımızdan gelen bir söz vardır: ‘Üç beyazdan kaçınmak’. Bu konuda kesinlikle aynı fikirdeyim. Şekeri vücudumuzda en minimuma indirmek ya da hayatımızdan çıkarmak. Yine beyaz un ne yazık ki, hem hibrit tohum hem beyaz un oluşundan dolayı üretim aşamasında çok fazla aşamadan geçtiği için olabildiğince kullanılmamalı. Ve tabii ki tuzu en minimumda tutarak hayat kalitemizi biraz daha arttırabiliriz. Günlük beslenme öğünlerimizde mutlaka sebze ve meyveye yer vermek gerekiyor. Bu da beslenme kalitemizi ve hayat kalitemizi arttıracaktır” dedi.

“İyi Bir Zeytinyağı Kullanmak Çok Önemli”

Zeytinyağının önemine de dikkat çeken Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:

“Esansiyel yağlar, iyi bir zeytinyağı hayatımızda bulunması gereken en önemli etkenlerden birisi. İnanın ki iyi bir zeytinyağı çok önemli. Çünkü vücudumuza giriyor ve bizden birisi oluyor. Hani Türk halkı olarak, damak tadımıza da düşkünüz biz. Bazı kızartmalı yiyecekleri de çok severiz ama bu kızartmalı yiyecekleri iyi bir zeytinyağından yapmak, mümkünse de çok sık kızartma yapmaktan kaçınmak gerekiyor. Yeşil sebzelerde özellikle zeytinyağını tercih ederek, yağda eriyen vitaminleri aktif ederek tüketmek hayat kalitemizi arttırmak açısından önem arz ediyor.”

4780697

“Suyun PH Değerine Dikkat Edilmeli”

Sağlıklı yaşamda suyun kalitesinin de belirleyici olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Bir de en önemlisi içtiğimiz suyun kalitesi. Buna da çok önem vermek gerekiyor. Özellikle suyun pH değeri, daha alkali oluşu. Çünkü vücudumuz çeşitli etmenlerden dolayı sürekli asidik formda oluyor. Bunu nötrlemek amacıyla pH değeri 7’nin üzerinde olan sulara dikkat etmek gerekiyor. Eğer mümkünse plastik şişedeki sulardan gerçek anlamda kaçınmak lazım. Bunların hepsi çok temel etkenler aslında” şeklinde konuştu.

Gıda israfı konusunda da toplumsal bilinç eksikliğine dikkat çeken Yılmaz, “Bu konuda en başta bizim toplumumuzun eğitilmesi gerekiyor gıda israfını azaltmak için. Toplum olarak biz gıda israfı konusunda asla bilinçli değiliz maalesef. O yüzden meseleye kökünden başlamak gerekiyor” ifadelerini kullandı.

4770730

Türkiye’nin günlük ekmek ve yemek israfında dünyada üst sıralarda olduğunu belirten Yılmaz, şunları söyledi:

Yöresel Tatlar Gelenekten Geleceğe Taşınıyor
Yöresel Tatlar Gelenekten Geleceğe Taşınıyor
İçeriği Görüntüle

“Toplum olarak bu konuyla ilgili çok ciddi veriler var. Günlük çöpe ekmek atma oranı, yemekleri dökme oranı gibi oranlarda maalesef ki ülke olarak neredeyse başta gidiyoruz. Hani birçok ülkede gıda krizi yaşanırken, bizim ülkemizde de neredeyse bu kriz kapıdayken, biz Türk halkı olarak, yemekleri porsiyonlara göre yapmak, ekmekleri tüketebileceğimiz kadar almak, fazlasını dondurarak ve güvenli muhafaza yöntemleriyle muhafaza ederek kontrollü kullanmak büyük bir adım olabilir.”

“Geri Dönüşüm İçin Çalışmalar Yapılmalı”

Kendi çalıştığı işletmede bu konuda gözlemler yaptığını belirten Yılmaz, “Büyük işletmelerde özellikle geri dönüşümle ilgili çok ciddi çalışmalar yürütülmesi gerekiyor. Ben de kendi çalıştığım işletmede bu çalışmaların temelini atıyorum. Kendimce veriler topluyorum şu anda. Ama Türk halkı olarak, en başta bilinçlenmemiz gereken konu ‘doyacağımız kadar almak’. Biz ne yazık ki bunu başaramıyoruz” dedi.

Beslenme alışkanlıklarının tüketim davranışlarını etkilediğini ifade eden Yılmaz, “Türk toplumu da çok aç olunca haliyle her şeyi yiyebileceğini düşünüp, her şeyden fazla fazla almayı tercih ediyor. Çalıştığım işletmede de bu durumdan çok rahatsız olduğum için de özellikle söylemek istiyorum, öncelikle bu konuyu aşmamız gerekiyor bizim Türk halkı olarak. Bu yüzden de yiyebileceğimiz kadar almamız gerekiyor. Her şeyden azar azar yemek ya da birkaç şeyden yeteri kadar yemek gibi alışkanlıklar edinmemiz gerekiyor. Bu konuda da maalesef ki çok umutsuzum” şeklinde konuştu.

Muhabir: Bedirhan Sumeli