Timurlenk Nasrettin Hoca'nın bulunduğu şehre, bir fil hediye etmiş. Fil, şehirde bağ, bahçe ne var ne yoksa silip süpürmüş.

Bununla kalsa iyi, şehirdekiler fili beslemek için ambarda, kilerde ne varsa tüketmişler.

Bakmışlar ki böyle olmayacak, şehrin ağaları Hoca'ya gelerek:

Aman hocam, nedir bu filden çektiğimiz, hünkar seni dinler; hünkarla konuş da şu fil belasını başımızdan alsın.

Hoca; sakalını sıvazlar, bir yol düşünür:

-Hadi o zaman hep beraber gidelim Timur'a, bu fil başımıza dert oldu, geri almanızı rica ediyoruz, diyelim der.

Hoca önde, ağalar arkada, huzura çıkmak için yola düşmüşler. Otağın kapısına gelindiğinde hoca, durumu tekrar görüşmek üzere arkasına döner bakar ki, ne görsün...ağalardan eser yok.

Hepsi Kaçmış, gitmiş.

-Ben yapacağımı bilirim size hem söz verirsiniz hem de kaçarsınız ha! der.

Timur, Hoca'yı huzuruna kabul eder:

-Hayırdır Hoca, yine ne istiyorsun?

Hoca:

-Devletlim, şehrin ağaları beni size ricaya gönderdiler.

Bize hediye ettiğiniz fili bizimkiler çok sevmişler, filin yalnızlıktan canı sıkılıyormuş, ferman buyurursanız yanına bir de dişi fil isterler.

Timur:

-Hay hay!

-Ne demek hoca var git müjdeyi hemen ver, der.

Nasreddin Hoca, otağın kapısından çıkınca, ağalar hemen hocanın etrafını sarar:

-Müjde bekleriz Hoca, fil ne zaman gidiyor?

Nasreddin Hoca;

-Alın size müjde, dişisi de yarın geliyor!

28 Mayıs Pazar günü sandığa gideceğiz. Gitmeden önce aklıma bu hikaye geldi. İğneden ipliğe zam haberinden şikayetçi olanlar. Asgari ücretle geçinemeyip isyan edenler, emekli maaşıyla toruna hediye alamayıp, köyüne gidemeyen emeklerin feryadı, kadın cinayetlerinden milyonlarca kadının isyanı, üniversiteli gençlerin gelecek kaygısı, sanatçıların ve fikir işçilerin özgürce görevini yapamaması, çiftçinin ekonomik koşullarından dolayı emeğinin karşılığını alamadığı ......

28 Mayıs'ta önünüze sandık geliyor. Tercih sizin, özgür iradenizle kullanın....

Senin oyun ya derman olacak ya dert olacak....