İnsan Hakları Derneği (İHD) LGBTİ+ Komisyonu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın “toplumsal cinsiyet”, “LGBT” ve “cinsel yönelim” gibi kavramların kullanımını sınırlandırmaya yönelik girişimlerine tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, bu tür yasakların yalnızca LGBTİ+ bireyleri hedef almadığı, aynı zamanda temel insan haklarını ve ifade özgürlüğünü de ihlal ettiği vurgulandı.
Komisyon, devletin hiçbir yurttaşın kimliğini, varoluşunu ya da yönelimini yok sayma hakkına sahip olmadığını belirterek, toplumsal cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimin, ırk, din veya etnik köken gibi kimliğin ayrılmaz bir parçası olduğunun altını çizdi. Bu kavramların kamu alanında ifade edilmesinin engellenmesinin, LGBTİ+ bireyleri görünmezleştirme ve toplumsal dışlanmaya maruz bırakma riski taşıdığı ifade edildi.

Açıklamada ayrıca, LGBTİ+ bireylerin yaşadığı cinayetler ve intihar vakalarının politik bir zemine oturduğu vurgulanarak, “Bir kelimeyi yasaklamak, o kelimenin ifade ettiği gerçekliği ortadan kaldırmaz” denildi. Yasakların, LGBTİ+ bireylerin yaşamını sona erdirmeyeceği ancak baskı ve korku ortamını derinleştireceği kaydedildi.
Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmelerine de atıfta bulunan İHD Komisyonu, herkesin onurlu bir yaşam sürme, kimliğini açıkça ifade etme ve ayrımcılığa uğramadan yaşama hakkına sahip olduğunu hatırlattı. Komisyon, LGBTİ+ haklarının insan haklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu ve bu hakların kısıtlanmasının uluslararası hukukla bağdaşmadığını belirtti.
“Varoluş bir suç değildir. Kimlikler susturulamaz. Aşk, yönelim ve kimlik yasaklanamaz” ifadelerine yer verilen açıklama, “Herkes için özgür, eşit ve onurlu bir yaşam mümkündür. Bunun için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” sözleriyle son buldu.
Komisyon, açıklamasını “Onur Ayı kutlu olsun” mesajıyla tamamladı.



