Mersin’de büyüyen yasa dışı bahis ağları, kolay kazanç vaadiyle insanları sanal bir bataklığa sürüklüyor. Oyun değil, organize suçun yeni yüzü.

Bir tuşa basıyorsunuz… Renkli bir ekran, kulağa hoş gelen vaatler, “sadece birkaç tıkla para kazan” mesajları. Bu dijital illüzyonun ardında kimin olduğunu sormadan, kim bilir kaç kişi hayat birikimini bir anda kaybediyor. Türkiye’de son dönemde hızla büyüyen “sahte bahis” ağları, artık sadece sanal bir oyun değil; organize suçun, kara para aklamanın ve dolandırıcılığın yeni yüzü haline geldi.

Mersin, bu hikayenin tam ortasında duruyor. Geçtiğimiz haftalarda Mersin merkezli altı ilde düzenlenen büyük çaplı operasyonda 22 milyar liralık bir işlem hacmi tespit edildi. Rakam, neredeyse bir küçük ilin yıllık bütçesine denk. Yüzlerce banka hesabı, onlarca aracı kişi, sosyal medyada “kazanç garantili sistem” vaadiyle insanları tuzağa çeken onlarca sahte profil... Görünürde birkaç link, ama arka planda devasa bir ağ var.

Yasa dışı bahis siteleri, artık sadece futbol maçlarına kupon yaptıran gizli platformlar değil. Birçoğu kripto para üzerinden para transferi yapıyor, bazıları gençleri “yatırım danışmanlığı” adı altında kandırıyor. Üstelik bu ağlar artık mahallemizdeki internet kafelere, gençlerin telefonlarına, hatta sosyal medya reklamlarına kadar sızmış durumda.

Mersin özelinde dikkat çeken bir başka nokta da şu: Operasyonların neredeyse tamamında, şebekelerin finansal merkezlerinin kentte bulunması. Yani Mersin, yasa dışı bahis ağlarının sadece bir durağı değil, bir yönetim üssü haline gelmiş. Deniz ticareti, nakliye, liman bağlantıları derken, para trafiği de bu şehirde dönüyor.

Oysa bu şehir, emeğiyle yaşayan insanların şehri. Her sabah balık haline giden esnafın, fabrikada ter döken işçinin, tarlada gün doğmadan çalışan çiftçinin alın teriyle kazandığı paranın, internetin karanlık köşelerinde “bahis kazancı” olarak dönmesi insanın içini acıtıyor. Çünkü kolay para, hiçbir zaman kolay değildir.

Bir başka tehlike de sosyal medya üzerinden yayılan bu sahte umutlar. Ticaret Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde yasa dışı bahis reklamı yapan 30 yüksek takipçili hesabı kapattı. Ama biliyoruz ki bir hesap kapanırken, ötekisi açılıyor. Gençlerimiz, “bir defa deneyeyim” diyerek adım attıkları bu sanal batakta, hem parasını hem geleceğini kaybediyor.

Şunu artık yüksek sesle söylememiz gerekiyor: Bu bir oyun değil, bir suç zinciri.
Ve zincirin halkaları ne yazık ki her geçen gün Mersin’de biraz daha sıklaşıyor.

Devlet elbette üzerine düşeni yapıyor. Operasyonlar arka arkaya geliyor, milyonlarca liralık hesap hareketleri tespit ediliyor. Fakat mesele sadece polisiye değil; toplumsal bir farkındalık meselesi. Bir linke tıklamadan önce, bir “kolay kazanç” mesajına inanmadan önce, sorgulamak gerekiyor.

Mersin, güzel bir şehir. Ama son yıllarda siber suçların da kavşağına dönüştü. Biz bu şehirde dijital karanlıkla değil, alın teriyle aydınlanmak zorundayız.

Belki de artık hepimiz şu soruyu sormalıyız:
Gerçek kazanç, sanal bir kupondan mı gelir, yoksa emeğin sıcağından mı?