Dernek, müdahalenin "insan onuruna aykırı, cinsiyet temelli ve hukuka aykırı" olduğunu ve devletin güvenlik politikalarının kadın bedeni üzerinden şekillendiğini öne sürdü.
İHD üyeleri bugün saat 18.00’da Pozcu Koton önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını dernek eş başkanı Zeynep Kaya okudu. Açıklamada, İHD Mersin Şubesi Kadın Komisyonu'nun saha gözlemleri ve eylemci tanıklıklarına dayanan açıklamasına göre, kolluk kuvvetlerinin eylem sırasında orantısız ve hedef gözeten bir şiddet uyguladığı iddia edildi.
Basın açıklamasında, İHD Mersin Şubesi Kadın Komisyonu'nun saha gözlemleri ve eylemci tanıklıklarına dayanılarak, kolluk kuvvetlerinin eylem sırasında "orantısız ve hedef gözeten bir şiddet uyguladığı" iddia edildi. Ayrıca eylem boyunca çok sayıda eylemciye yönelik "itme, vurma, boğaz sıkma ve keyfi gözaltı girişimleri" görüldüğü belirtilerek, bu eylemlerin yalnızca toplantı ve gösteri hakkını değil, "aynı zamanda işkence ve kötü muamele yasağını açıkça ihlal ettiği" gözlemlendiği aktarıldı.
" Kaya, kolluk güçlerinin uyguladığı gücün, dağıtma amacı yerine "cezalandırma ve gözdağı verme saikiyle gerçekleştirildiği" yönünde gözlem yaptıklarını ifade etti. Bir eylemcinin hukuki gerekçe olmaksızın alıkonulup serbest bırakılmasının "kişisel özgürlük hakkının ihlali" anlamına geldiğini belirten Kaya, bu uygulamanın "toplumsal cinsiyet temelli bir gözdağı pratiği olarak kadın ve LGBTİ+ eylemcilerin direncini kırmayı hedeflediği" şeklinde konuştu.
"Kadın Bedeni Üzerinde Tahakküm" ve Taciz Beyanları
Eş Başkan Kaya, müdahalenin "cinsiyet temelli şiddet" içerdiği yönündeki iddialara dikkat çekerek, "Bazı kadın polislerin, kadın eylemcilere yönelik fiziksel müdahalelerinin, "kadın ve LGBTİ+ bedeni üzerinde tahakküm kurma girişiminin bir tezahürüdür" sözlerini aktardı.
Derneğe başvuran eylemcilerin "tacize maruz bırakıldıklarını açıkça beyan ettiğini" aktaran Kaya, bu tür saldırıların "patriyarkal baskı, eril bir disiplin ve kontrol pratiği olarak değerlendirilmesi gerektiğini" vurguladı.
Kaya, Kolluk görevlilerinin eylemcilerin isimlerini yüksek sesle söyleyerek "'tanıdıklarını ve izlediklerini' ima etmelerinin, psikolojik baskı ve fişleme niteliği taşıdığı" gözlemlendiğini belirten Kaya, amaçlarının "eylemcilere kişisel düzeyde bir korku salmak" olduğunu ifade etti.
"Nefret Saikine Dayalı" Müdahale İddiası
Kaya, müdahalenin gökkuşağı bayraklarının taşınmasının ardından yoğunlaşmasına dikkat çekerek, olayın "yalnızca güvenlik müdahalesi değil, cinsiyet kimliği ve yönelimi temelli bir nefret saikine dayalı bir uygulama olduğunu gösterdiğini" ileri sürdü.
Kaya, "Kadın ve LGBTİ+ düşmanlığı ile çevrelenen politikalara karşı hak mücadelesi verenlere yönelik saldırı ve hedef gösterme çabaları nefreti iktidar eliyle şekillendirmektedir" dedi ve bu olayın "Türkiye genelinde gözlenen kadın ve LGBTİ+ eylemlerine yönelik sertleşmiş polis pratiklerinin ve nefret politikalarının bir parçası" olduğunu sözlerine ekledi.
İHD'den 5 Maddelik Talep Listesi
İHD Eş Başkanı Zeynep Kaya, yaşanan bu olaylara ilişkin yetkililere yönelik acil taleplerini sıraladı:
"Eylem sırasında görev yapan kolluk personeli hakkında derhal bağımsız idari ve adli soruşturma başlatılmalıdır.
Kadın ve LGBTİ+ eylemlerine yönelik kolluk müdahalelerinde cinsiyet temelli şiddet ve taciz vakaları için özel bir izleme mekanizması kurulmalıdır.
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılma kararı geri çekilmeli ve sözleşme maddeleri uygulamaya konulmalıdır. Bu süreçte CEDAW ve AİHS çerçevesindeki yükümlülüklere eksiksiz uyulmalıdır.
Kadınların ve LGBTİ+’ların barışçıl eylem hakkı her türlü nefret saiki veya güvenlik söylemi bahane edilerek sınırlandırılmamalıdır.
İfade, toplanma ve örgütlenme özgürlükleri, kadınlar söz konusu olduğunda da ayrım gözetilmeksizin korunmalıdır.
Kaya, son olarak, "Devletin görevi, bu hakkı bastırmak değil, güvence altına almak olmalıdır. Barışçıl gösterilere yönelik her türlü devlet şiddeti, toplumun vicdanına yönelmiş bir saldırıdır" ifadeleriyle açıklamasını tamamladı."
