İnternet dediğimiz yapının 1970'lerin başında ilk gönderilen elektronik posta ile oluşmaya başladığı andan beri aslında insanların sosyal iletişimlerini kolaylaştırmak amacını taşıyordu. Hatta internet alanında kaydedilen hızlı gelişmeler ve büyük insan topluluklarını oluşturan ağların kurulması sosyal hayatın gerekliliğinin kaçınılmaz bir gerçeği olduğunu gösteriyordu. İlk başlarda sadece hayatı kolaylaştırdığı için kullanılan internet/ sosyal medya gün geçtikçe ve günümüzde gelinen noktaya bakıldıkça asıl amacının dışında her türlü işlev için kullanıldığına şahitlik edebiliyoruz.

Belli bir süre sonra asıl işlevinden uzaklaşmaya başlayan sosyal medya artık herkesin içinde istediği içeriğe ulaşabildiği, 'özel hayat' diye bir kavramın kalmadığı güvensiz bir sosyal ağ haline geldiğini söyleyebiliriz. Sosyal medyayı artık bazı insanlar günün nerdeyse yarısından fazlasını, sadece başkasının; nerede, ne yaptığına, ne yediğine, nereye gittiğine, kiminle gittiğine bakmakla geçirmek için kullanıyor. Hal böyle olunca sosyal medya dezavantajlarının ardı arkası kesilmiyor. Neden mi?

Birincisi özel hayat diye bir kavram kalmıyor ortada. Senin başkasından ne bir gizlin ne bir saklın kalmamış oluyor.

Kaldı ki sosyal medyanın fazla kullanılıp ailesine ayıracak vaktinin olmadığı iddiasıyla birçok yuvanın yıkılmasına da öncülük ettiğine şahit olmuşsunuzdur. Sosyal medyanın süresiz ve aşırı kullanımı, bu sefer hayatı asosyalleştirmiştir.

Baba-evlat iki sohbet edemiyor, misafirlikte gözler telefondan çekilmiyor, hal hatır sorulmuyor... Şoför araba sürerken sosyal medyaya dalıp kaza yapar, aşçı yemeğini ocakta unutur yemeğini yakar, anne çocuğunu balkonda unutur düşmeye davetiye çıkarır, daha aklıma gelmeyen nice sosyal medyaya olan bağımlılık dezavantajları...

Belli bir süre sonra sosyal medyanın aşırı kullanımı telefona olan bağımlılığı arttırıyor ister istemez. Telefon bağımlılığı ayrıca insanda fiziksel zararlar da doğurmaktadır. Göz yorgunluğu, beyin yorgunluğu, radyasyonun verebildiği zararlar vesaire...

Artık çocuklar bile telefonu ellerinden düşürmez, kaldı ki her anne-baba çocuklarına tablet/telefon almayı da ihmal etmiyor 3-5 yaşlarında. Hal böyle olunca belli bir süre sonra çocuğun telefon veya tableti bozulduğunda psikolojisinin bozulmasına veya o yaşta yenisini istemesine sebebiyet vermiş oluyor. Çocuk telefonu elinden düşürüp yemek yemeyi istemez vaziyete geliyor...

Daha iki gün öncesinde televizyonda çıkan bir haberde sosyal medyada gördüğü bir videoyu taklit etmeye çalışan bir çocuğun geçirdiği kaza sonucu gözünü kaybettiği görülmekteydi.

Sosyal medyanın kullanılması, sosyalleştirir, dünyadan gelişmeleri almana yardımcı olur... Doğrudur ama aşırıya kaçmadıkça ve amacından sapmadıkça. Sosyal medya, bizi teknolojiye zorunlu şekilde bağlamasın, biz teknolojiyi istediğimiz gibi yönlendirelim...