Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Diş Hekimliği Fakültesi Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi Periodontoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Müge Müezzinoğlu, her 10 yetişkinden 7’sinin diş eti hastalığı yaşadığını belirterek bu rahatsızlıkların yalnızca ağız içinde sınırlı kalmadığını, kalp-damar hastalıkları, diyabet ve Alzheimer gibi birçok sistemik hastalıkla ilişkilendirildiğini ifade etti.
17–23 Kasım Toplum Ağız ve Diş Sağlığı Haftası kapsamında değerlendirmelerde bulunan Müezzinoğlu, Türkiye’de yetişkinlerin yüzde 85’inin diş eti sorunlarıyla, yüzde 90’ının ise çürükle mücadele ettiğini aktardı. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre ağız hastalıklarının dünya genelinde 3,5 milyardan fazla kişiyi etkilediğini söyledi.
“Diş Eti Hastalıkları Birçok Nedenle Gelişebilir”
Dr. Müezzinoğlu, diş eti hastalıklarının en önemli nedeninin yetersiz ağız hijyeni olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
“Diş etlerimiz birçok sebeple hastalanabilir. Bunların en başında tabii ki yetersiz ağız hijyeni ve bakımı geliyor. Bununla birlikte başka sistemik hastalıklar da buna yatkınlığı arttırabilir. Diş eti hastalıkları, beraberinde kalp hastalıkları, şeker hastalığı gibi hastalıklarla da beraber ilerleyebilir ya da onlar sebebiyet verebilir. Ya da onlar diş eti hastalığına sebebiyet verebilir.”

“Her Yıl Mutlaka Diş Hekimi Kontrolü Şart”
Düzenli muayenenin önemine dikkat çeken Müezzinoğlu, yıllık diş hekimi kontrolünün ihmal edilmemesi gerektiğini belirterek, “Bununla ilgili bizim önerimiz, senede bir geçmeyecek şekilde muhakkak diş hekimine kontrollerine gelmeleri, yıllık rutin bakımlarını yaptırmaları ve hekimlerinin yönlendirdiği doğrultuda da ağız bakımlarını yerine getirmelerini bekleriz. Günümüzde de Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 3,5 milyara yakın ya da biraz daha fazla diş eti hastalıkları problemlerini yaşayan insanlar var. Bu yüzden de atlanmaması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum” dedi.
Genetik Faktörler Hastalığı Tetikleyebilir
Aile geçmişinin önemine değinen Müezzinoğlu, genetik yatkınlığın erken dönemde belirlenmesinin ciddi avantaj sağladığını ifade ederek, “Genetik faktörler de etkili olabiliyor tabii ki. Anne veya baba geçmişini ya da başka aile üyelerinde diş eti problemi olup olmadığını, muayeneye gelen hastalarda sorduğumuz verilerle elde etmek istiyoruz. Çünkü bir yatkınlık varsa o zaman kişide de kendisinde de olabiliyor. Erken dönemde diş kaybı ya da kemik kaybı gözlemleyebiliyoruz. Bu yüzden erken teşhisin de önemi büyük. O yüzden rutin kontrollerimizi aksatmamamız gerekir” dedi.

“Diş Eti Kanaması Normal Değildir”
Diş eti kanamasının tedavi gerektiren bir durum olduğuna dikkat çeken Müezzinoğlu şu değerlendirmeyi yaptı:
“Banyo yaparken ya da cilt bakımı yaparken evde nasıl ki bir yerimiz kanamıyorsa, dişlerimizi fırçalarken de aynı şekilde kanamamasını bekleriz. Diş eti tedavi edilmediğinde hemen altında kemiğimiz olduğu için, bu durum kemiğe sirayet göstermeye başlıyor. Kemik kaybına doğru yol alıyoruz. Kemik kaybıyla beraber de sonrasında diş eti çekilmesi, diş kaybı olabiliyor. Kemik kaybı sonrasındaki tedavi sürecini hem maddi hem de manevi açıdan zorlaştırmış oluyoruz.”
Doğru Ağız Bakımı Temel Gereklilik
Türkiye’de yapılan araştırmalara göre her üç kişiye bir diş fırçası düştüğünü belirten Müezzinoğlu, ağız bakım alışkanlıklarının güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti:
“Öncelikle, sıklıkla tekrar ettiğim gibi rutin kontrollerimizi aksatmamalıyız. Bununla beraber doğru fırçalama, doğru fırça ve diş arası bakımlarının yapılması oldukça önem arz ediyor. Ülkemizde ne yazık ki bazı ülkelere oranla yapılan araştırmalar sonucunda her üç kişiye bir diş fırçası düştüğü tespit edilmiş. Bu, Türk Diş Hekimleri Birliği Derneği’nin verilerine göre. Bu da demek oluyor ki biraz bu anlamda bilinç düzeyimizi artırmamız gerekiyor.”
Türkiye’de Her 10 Kişiden 7’si Diş Eti Hastası
Periodontoloji Derneği’nin verilerini paylaşan Müezzinoğlu, diş eti hastalıklarının yaygınlığına dikkat çekerek, “Günümüzde Türk Periodontoloji Derneği’nin verilerine göre de her 10 kişiden 7’sinin diş eti rahatsızlığı, diş eti hastalığı yaşadığı gözlemlenmiş. Dünyada mevcut insan popülasyonunun yüzde 19’u diş eti problemlerine sahip” dedi.
“Günde İki Kez Fırçalama Zorunlu”
Hastaların ağız yapısına göre önerilerin değiştiğini belirten Müezzinoğlu, günlük bakım alışkanlıklarını şu sözlerle açıkladı:
“Tabii ki kişiden kişiye ağız durumlarına göre değişiyor tavsiye ettiğim ürünler ya da fırçalama yöntemleri. Fakat günde 2 defa en az fırçalamamız gerekiyor. Biri sabah, biri akşam yatmadan önce olmak suretiyle. Buna ekstra olarak da akşamları fırçalama sonrası diş arası temizliğinin muhakkak yapılması gerektiğini öneriyorum.”
Diyabet Tedavisi Ağız Sağlığıyla Yakından İlişkili
Diyabet hastalarının diş eti hastalığına üç kat daha yatkın olduğunu vurgulayan Müezzinoğlu, tedavinin bütüncül yaklaşım gerektirdiğini belirterek, “Şeker hastaları 3 kat daha fazla diş eti hastalığı yaşama riskine sahipler. Fakat diş eti tedavisiyle beraber ve kendi hekimi kontrolüyle birlikte yürütüldüğünde bu risk ortadan kaldırılabiliyor. Kandaki şeker seviyelerinin aslında düzeldiğini ve indiğini gözlemleyebiliyoruz” şeklinde konuştu.




