Haber-Cihan Barış Budak
2 Temmuz 1993'te Sivas'ta gerçekleştirilen Pir Sultan Abdal Şenlikleri dolayısıyla kentte bulunan sanatçıların kaldığı Madımak Oteli, Radikal İslamcı bir grup tarafından ateşe verilmişti. Çıkan yangında aralarında Metin Altıok, Behçet Aysan ve Hasret Gültekin gibi sanatçıların da bulunduğu 37 kişi yaşamını yitirmişti. Şair Metin Altıok'un kızı Zeynep Altıok, Sivas Katliamı'nın 29. yıl dönümünde gazetemize konuştu.
"29 YILLIK KESİF BİR ADALETSİZLİK VE CEZASIZLIKLA KARŞI KARŞIYAYIZ"
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde CHP'den 25 ve 26'ncı dönem İzmir Milletvekili olarak da görev alan Zeynep Altıok, Sivas Katliamı'nın Türk siyasal hayatındaki yerine ilişkin yaptığı değerlendirmede; "Bugünden geçmişe doğru baktığımızda, bugün karşı karşıya bırakıldığımız dayatılmış baskı rejiminin, siyasi bir ideolojinin tahakkümünde bir Türkiye rejiminin ilk meyvelerinin Sivas Katliamı'nda açıkça ve alenen Cumhuriyet'i hedef alan şeriatçı bir kalkışmayla dile getirildiğini ve geçekleştirilebildiğini yaşamıştık ve o günden bu güne tam 29 yıllık kesif bir adaletsizlik ve cezasızlıkla karşı karşıyayız" dedi.
"BU ÜLKENİN BAŞI, BU ZAMAN AŞIMINI ÇOK HAYIRLI BİR KARAR OLARAK DUYURMUŞTU"
Altıok, 2012 yılında zaman aşımına uğradığı için düşen Sivas Katliamı davasını hatırlatarak yaptığı değerlendirmede, "Adaletsizliğin ve cezasızlığın bu devanın kapatılmasına dönük örneğin zaman aşımı gibi koruyucu ve kollayıcı düzenlemeleriyle tekrar tekrar sınanıyoruz. Ana davadan sonra firari sanıklar üzerinden devam eden 2 ayrı dava vardı. Bu davalardan bir tanesi zaman aşımına uğratılmış ve toplumsal bir infialle de karşılanmıştı ama o toplumsal infiale kulaklarını kapatan o gününün başbakanı, bugün bu ülkenin başı bu zaman aşımını çok hayırlı bir karar olarak duyurmuştu" diye konuştu.
"TÜRKİYE BUGÜN ÇOK ÖNEMLİ BİR YOL AYRIMINDA"
Cumhuriyet rejiminin güçlü bir mayaya sahip olduğunu vurgulayarak sözlerini sürdüren Altıok, "Her türlü hukuksuz düzenlemeye rağmen, her türlü dayatılmış anayasal değişiklik, her türlü matematik çoklukla toplum üzerinde yerleştirilmiş yeni düzen arayışına rağmen ülkemizde direnen bir Cumhuriyet rejimi var. Tüm çabalara rağmen Siyasal İslam'ın bir rejim haline kağıt üstünde, iyi kötü uygulamada belli noktalarda getirilmiş olmasına rağmen toplum tarafından içselleştirilmiş ve kabul edilmiş bir düzene iktidar tarafından dönüştürülemediği aşikardır. Dolayısıyla Türkiye bugün çok önemli bir yol ayrımında" ifadelerine yer verdi.
"O DAVA ZAMAN AŞIMINA UĞRATILSA DA BİZ 'BİTTİ' DEMEDEN BİTMEYECEK"
Altıok, tüm yaşananlara rağmen 'adaleti tesis etmek için' çabalarını sürdürmeye devam edeceklerini vurguladı. Altıok, şunları söyledi; "O dava zaman aşımına uğratılsa da biz 'bitti' demeden bitmeyecek. Gerçek bir yüzleşme bu ülkenin içine düşürüldüğü ayrışmacı ve nefret kültüründen beslenen kutuplaştırılmış toplum için, iyileşme için olmazsa olmazdır. Dolayısıyla biz gerçek bir yüzleşmenin, adaletin yerini bulabilmesi için çalışmaya devam edeceğiz ama 29 yıldan söz ediyoruz. Zaten ana davanın ne şekilde yürütüldüğü ve sonuçlandığı ortadayken firari sanıklar üzerinden devam eden davalardan böyle bir sonuç hiçbir zaman yani koşulsuz bir inançla bekleyebileceğimiz bir şey değil. Dolayısıyla bir hayal kırıklığı yaşadığımı söyleyemem ama bir inanç duymadığım konuda hayal kırıklığı yaşamadım elbette. Ama bir isyan duygusu içerisinde olduğumu ve bununla mücadele etmekten vazgeçmeyeceğimi söyleyebilirim."
"AYDINLAR VE GERÇEKLERİ YAZAN GAZETECİLER ÇOK CİDDİ BASKILAR ALTINDA"
Türkiye'de aydınların ve gerçekleri yazan gazetecilerin halen ciddi baskılar altında olduğunu belirten Altıok, "Aydınlar da gerçekleri yazan gazeteciler de çok ciddi baskılar altında. Zaten Sivas Katliamı'nın adaletsizliği gibi tarihimiz sayısız kanaat önderinin, toplum önderinin, aydınlanma ve demokrasi savunucusunun benzer şekillerde bizlerden kopartıldığı, öldürüldüğü, katledildiği ve adaletsiz bırakılmış faili meçhul cinayetlerle doludur" dedi.
"2 TEMMUZ'U NASIL HATIRLADIĞIMI TARİF ETMEK ÇOK GÜÇ"
29'uncu yıl dönümünde Sivas Katliamı'nın kendisinde bıraktığı izden de söz eden Zeynep Altıok, "Onun üzerine de birçok acı yaşandı bu ülkede ve yaşanmaya da devam ediyor. Dolayısıyla sadece Sivas Katliamı'yla ilgili değil her biri için bunu söylüyorum. Bu ülkenin acılarını hissetmezsek, hatırlamazsak, toplumsal hafızayı diri tutmazsak ve ders çıkartmazsak gerekli değişim ve dönüşümü sağlayacak gücü bulamayız. 2 Temmuz'u benim nasıl hatırladığıma gelince; elbette bunu tarif etmek çok güçtür. Ama ben yine de o ağırlık ve zorluğa rağmen 2 Temmuzları belki 24 saat değil, 48 saat gibi yaşayarak, ses çıkartmaya çalışarak, bana ağır gelen hisleri paylaşmaya çalışarak geçiriyorum. İnsanın kendi köşesinde, kendi acısıyla, kendi iç iyileşme süreciyle baş başa kalması çok daha kolay olurdu. Ama ben 29 yıldır bu acıyı özellikle 2 Temmuzlarda birlikte olabildiğim canlarla, gönüllerle paylaşma gayreti içerisinde oluyorum. Çünkü o unutmamayı sağlayabilecek birlikteliği de koruyabilelim diye" ifadelerine yer verdi.