11.01.2022 tarihinde sabah saatlerinde ders çalışmak için gittiğimiz kütüphaneden üslupsuzca sert bir şekilde bizzat kütüphane müdürü tarafından kovulduk. Zaten kütüphane azlığının sıkıntısını yaşarken birde olan kütüphanelerin başına niteliksiz kimselerin gelmesi işi iyice kötüleştiriyor. Kütüphane kapısında yoğun yağan yağmur sebebiyle ve kütüphanede yer boşalır diye beklemeye başlamıştık ki çok geçmeden kütüphane kapısı önünde hiçbir rahatsız edici davranışta bulunmadığımız halde kütüphane önünde keyif çayını yudumlayan kütüphane müdürü orayı terk etmemizi söyledi. Bizde yer boşalmasını beklediğimizi söyleyince yine sert tavrından taviz vermeden yer olmaz gidin başka yerde bekleyin sözlerini sarf etti. Geçen yine geldiğimizi bu şekilde yer boşalınca içeri girdiğimizi söylesek de bize kulak asmadı. Tam o sırada kütüphaneden çıkan iki kişi görünce yer boşaldı diye bakmaya yeltensek de müdür buna izin vermeyerek o iki kişinin gezmeye gittiğini geri geleceklerini belirtti. Halbuki onlarla konuşmadı, kartlarını bırakıp bırakmadığını görmedi bile o an bizimle muhatap oluyordu. Gezmeye gidenlerin yerini savunan kütüphane müdürü buna tepki göstereceğine boşuna yer işgal edilmesine müsaade etmeyeceğine anca kapıda yağmurda bekleyen öğrencileri sert üstten konuşmasıyla kovmayı biliyordu. Bu onun egosunu mu tatmin ediyordu, öyle yaparak daha mı yükseliyor havalara mı uçuyordu? Utanç verici çirkince bir davranış. Aynı zaman da sabah beden önce gelen arkadaş çok üşüdüğü için içerde beklemek istemiş ancak içeriden de kovulmuş sadece oda değil dışarda bekleyen birçok öğrenciye de aynı şekilde davranılarak oradan gönderilmişti. Belli başlı kütüphane kuralları olabilir bunları uygular orada bulunmamız beklememiz yasaksa bunu insanca kibar bir tabir ve tavırla bize anlatabilir. Biz bunu insan olarak anlayabilir ve anlayışla karşılayabilirdik. İnsan bedenine sahip herkesten insan olmasını beklemek belki de bizim hatamız. O gün yağmurda sırılsıklam olmuş bir vaziyette eve dönmek zorunda kaldık. Ertesi gün gittiğimiz bir başka kütüphanede ise güler yüzle bize hoş geldin diyen çalışanlar, küçük kalabalık ama samimi bir ortamı olan ve ücretsiz kahve, çay hizmeti sunan bir kütüphaneydi. Halbuki diğer kütüphanenin bu hizmetleri sunma imkanı daha çok vardı. Asıl kütüphane orasıydı. Ama koskoca binayı görevlilerin odalarıyla boş masa sandalyelerle doldurmuşlar. Müdür asıl çözümü bulmuş, az sayıda öğrenci alarak gerisini boş vermiş. Önemli olan onun yeri odası büyük olsun, çayı kahvesi eksik olmasın, canı istediğinde kapının önüne çıkıp isteği kadar beklesin. Kütüphane onun... Hikmet neydeydi makam ve mevkiinin büyüklüğünde miydi?

Halka millete hizmet için açılan hiçbir devlet kurumu başındakinin özel mülkü değildir. Başında bulunduğu kurumu kuruluş amacına göre yönetmesi hizmet etmesi gerekir.