CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, Türkiye Büyük Millet Meclisi Zirai Don Araştırma Komisyonu’nun ikinci toplantısında yaptığı konuşmada, iklim krizinin etkileri ve tarım sigortacılığı sistemindeki yapısal sorunlara dikkat çekti.
Kış, “Artık hepimiz biliyoruz ki iklim krizi kapımızda değil, hayatımızın tam ortasında” diyerek başladığı konuşmasında, son yıllarda art arda gelen bu doğal afetlerin çiftçiyi hem ekonomik hem de psikolojik olarak zorladığını vurguladı.
“TARSUS'TAN ANAMUR'A KADAR GEÇİM KAYNAKLARI BİR GECEDE YOK OLDU”
Nisan ayında Mersin’de yaşanan don olayının sadece bir hava durumu değil, tarım üretimi için yıkıcı bir felaket olduğunu belirten Kış, “Tarsus'tan Anamur'a kadar olan seralarımız, bahçelerimiz yani geçim kaynakları bir gecede yok oldu. Erdemli ilçemizde de bu donun üstüne bir de dolu yağdı. Üretici daha kendisini don olayından dolayı toparlayamadan bir darbe daha yemiş oldu. Bazı bölgelere incelemelere gittiğimizde zarar yüzde 60'ı geçmiş durumdaydı. Burada mesele sadece hava şartları değil, hava meselesi değil, çiftçi afete karşı savunmasız olduğu kadar sisteme karşı da savunmasız durumda” dedi.
Zirai dondan en fazla etkilenen iller listesi hakkında konuşan Kış, özellikle Mersin’e bakıldığında rakamların konusunda bir çalışma yapılıp yapılmadığını, yapılan çalışmaların gerçek hasarı ve toplam don hasarını yansıtmayan reel bir çalışma olmadığını vurguladı. Kış, toplamda 24 ilin hasar tespitinin 21 milyar olduğunu ve bu miktarın çok üstünde bir hasar olduğunu söyleyerek, “Bunlar içerisinde seçim bölgem olan Mersin'e baktığımda 783 milyon gibi bir rakamı da önümüze getirdiniz. Bence bunu keşke sunmasaydınız, çok daha yerinde olacaktı” diye konuştu.
“TARSİM ARTIK ÜRETİCİYİ DEĞİL ŞİRKETİ KORUYOR”
Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) sistemini de eleştiren Gülcan Kış, sistemin üreticiye güven vermediğini ifade ederek, “TARSİM artık üreticiyi değil, şirketi koruyan bir sistem hâline gelmiştir ve bütün çiftçilerin arasında da bu bir güven sorunu yaratmaya başlamıştır” dedi.
Mersin’de tarım arazilerinin yalnızca %18’inin sigorta kapsamında olduğuna dikkat çeken Kış, “Her 5 çiftçiden 4'ü zaten sistemin dışında çalışma yapmakta, üretim yapmakta. Sigorta yaptıranlarla görüştüğümüzde de zaten çok daha rahat değiller. Sigorta yaptırmış olmanın vermiş olduğu bir teselliyle aslında bunu yaptırdıklarını söylüyorlar. Geçen yıl yapılan hasar başvurularının neredeyse yarısı da reddedilmiş durumda. Artık gerekçeler çiftçimizi de tatmin etmeyen gerekçelerle. Kabul edilenlerde de ortalama 13 bin lira tazminat ücreti alınmış durumda. Oysa tek bir üretim sezonunun maliyeti bunun çok çok üstünde olduğunu hepimiz biliyoruz” dedi.
“BİZ ÜRETİCİ ZARAR GÖRMEDEN ÖNLEM ALMAK ZORUNDAYIZ”
Kış, TARSİM yönetiminde çiftçi temsilcisi bulunmamasını da eleştirerek, “Neden kamu destekli bir sistemde çiftçinin değil de sigorta şirketinin çıkarı korunuyor?” sorusunu yöneltti.
Erken uyarı sistemlerinin çalışmadığını, fırtına mesajı geldiğini fakat aynı gece don olduğunu hatırlatan Kış, Mersin'de 13 ilçeden sadece 5'inde don takip sistemi bulunduğundan yakındı. Başka ülkelerden örnek gösteren Kış, “Oysa bazı ülkelere baktığımızda, özellikle İspanya'da dikkatimi çeken bir durum, her serada dijital don alarmı var ve bunu devlet destekliyor. Bizde hâlâ "Zarar olduysa destek veririz." anlayışıyla biz üretim yapmaya devam ediyoruz. Oysa artık biz üretici zarar görmeden önlem almak zorundayız. Zarar olduktan sonra değil, zarara vesile olacak konuları önceden önlem almakla mükellef olduğumuzu da düşünüyorum devlet olarak” şeklinde konuştu.
CHP olarak zirai dondan etkilenen bölgeler için “afet bölgesi” ilanı ve çiftçinin sigorta şartı aranmaksızın desteklenmesi için kanun teklifleri sunduklarını hatırlatan Kış, sigorta şartı aranmadan doğrudan destek verilmesini, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçların faizsiz ertelenmesini ve çiftçiye uygun faizli tarım kredileri verilmesini talep ettiklerini dile getirdi.
“TARSİM YENİDEN DÜZENLENMELİ”
Son olarak mevcut tarım sigortası (TARSİM) sisteminin üreticiyi koruyacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirten Kış, “Çiftçinin sesi bu sistemde mutlaka ama mutlaka yer bulmalı. Hasar tespitlerinin çiftçiyi de, üreticiyi de ikna edecek şekilde şeffaflığı konusunda bir güven ortamı yaratılmalı hasar tespitleri konusunda. İtiraz hakları çok önemli, burada bunun dikkate alınması gerekiyor ve itiraz hakkı reddedilmeden bu iyi organlar tarafından bunların incelenmesi gerektiğini öneriyorum. Bu sistem gerçekten çiftçiyi koruyacak bir sistem olması yönünde çalışma yapmamız gerektiği kanaatindeyiz çünkü bu ülkenin sofrası üreticinin alın teriyle kuruluyor. Ülkemiz için her zaman "tarım ülkesi" diyoruz. Tarım ülkesi olan ülkemizde de çiftçimizi sahipsiz ve umutsuz bırakmamamız gerektiğini söylüyorum” çağrısında bulundu.