Bilim insanları dedikodu yapmanın tarih öncesi çağlarda yaşayan atalarımızın hayatta kalmalarında önemli bir etken olduğunu buluyorlar. Hayvanlardan farklı olarak insanlar dedikodu yaparak kendi küçük gruplarında olan biteni, kimin nasıl bir insan olduğunu, kime güvenip kime güvenemeyeceklerini hızla öğrenebiliyorlar.

Birine bir başkası ile ilgili olumsuz duygulardan bahsetmeniz o kişiye bu hassas duyguları emanet edebilecek kadar güvendiğinizin bir göstergesi. Araştırmalar üçüncü bir kişi hakkında olumsuz bir şekilde konuşmanın iki insanı hızlı bir şekilde birbirine yakınlaştırdığını gösteriyor. Aynı zamanda başkalarının bizim hakkımızda dedikodu yapabilme ihtimalini düşünmek bizim topluluk içerisinde daha düzgün davranmamızı sağlıyor. Bütün bu yönleri düşünüldüğünde dedikodunun sandığımızdan daha yararlı olduğunu görebiliyoruz. Yine de dedikodu ancak bir başkasına zarar vermediği sürece işe yarıyor. Eğer dedikodu gruplaşmaya ve bir başkasını dışlamaya doğru giderse o zaman amacını aşıyor ve grup içindeki ilişkilere hızla zarar veriyor. İç sesiniz bulunduğunuz konumu hak etmediğinizi ve oraya şans eseri geldiğinizi söylüyorsa Sahtekarlık Sendromu'ndan muzdarip olabilirsiniz.

Aldatılmak beynimizin fiziksel acı yaşadığımızda aktifleşen bölgesini devreye sokuyor. İşte ihanet bizde öyle derin bir yara bırakıyor. Bizi önemseyen, başımıza kötü bir şey geldiğinde sığınabileceğimiz insanların, hatta tek bir insanın dahi olması bize iyi geliyor. Daha önce hiç partnerinizin farklı cinsten bir yakın arkadaşını kıskanıp yalnızca arkadaş olamayacaklarını düşündünüz mü? Yalnız değilsiniz. İçini Açmak ve Yakınlık Karşımızdaki kişiye kendimizi açmak her zaman çok kolay olmuyor. Bunu başarmanın ilişkilerimize olan katkısını ise göz ardı etmemek lazım. Hepimiz zaman zaman kendimizi sabote edebiliyoruz, bu sabotaj yöntemlerini öğrenmek bunları fark edip engellemeyi kolaylaştırabilir.

Bazen kendimizi bir yabancıyla ortak bir deneyimin içinde buluyoruz. Bir yakınınızın stresini azaltmak için...Kimi zaman sevdiklerimiz stresli bir durumla baş ederken, onlar için elimizden ne gelebilir diye düşünüp duruyoruz. Öz şefkat geliştirmek, güvende hissetmemize yardımcı oluyor. "Önce kendini sevmeli, sarmalı insan. Daha sonra başkalarını." Dilden dile dolaşan bu cümle, gerçeği yansıtıyor. Üzüldüğümüzde birçoğumuz canım acıdı deriz. Yaşadığımız duygusal acılar ile fiziksel acılar arasında bir benzerlik olabilir yoktur. Romantik İlişkilerde Dürüstlük. Bir ilişkide aradığımız özelliklerin başında dürüstlük ve güvenilirlik geliyor. Sevgiyle Kalın. Esenlikte Yaşayın. Mustafa Mızrak / Gazeteci / Yazar