Dünya Kupası eleme gruplarına Şenol Güneş yönetiminde başlayan Milli Takım Hollanda ve Norveç karşısında alınan galibiyetler ile elemelere beklenilenin üstünde bir giriş yaptı ve Dünya Kupası'na direkt katılma yolunda çok önemli bir avantaj yakalamıştı. Avrupa Şampiyonası'ndan itibaren alınan kötü sonuçlar hem şampiyonada hem de eleme gruplarında büyük bir hayal kırıklığı yarattı.
Hollanda karşısında alınan ağır mağlubiyetten sonra Şenol Güneş ile yollar ayrılarak yeni bir sayfa açıldı ve Alman Teknik Direktör Stefan Kuntz ile anlaşmaya varıldı. Hamit Altıntop'un önderliğinde Stefan Kuntz'un yönetiminde uzun soluklu bir oluşum olması düşüncesinde yola çıkıldı. Tüm kamuoyunda ise artık Dünya Kupası'na gitmemiz matematiksel olarak devam etse de çok fazla ümidimiz kalmamıştı.
Stefan Kuntz yönetiminde 4 maça çıkan Milli Takım 3 galibiyet ve 1 beraberlik ile sahadan ayrıldı; fakat ilk maçında Stefan Hoca'nın Norveç ile berabere kalması ile birlikte bütün avantajımızı kaybetmiş olduk; ama söz konusu Milli Takımımız olunca olmayacaklar işler oluyor ve iş bir şekilde lehimize dönüyor. Son iki maça girilirken Norveç'in evinde birçok gol pozisyonundan yararlanamayıp Letonya ile beraber kalması, Hollanda'nın son 10 dakikasına 2-0 önde girdiği Karadağ maçında 2 puan bırakması ve bizimde o haftada sahadan galibiyet ile ayrılmamız ile birlikte ibre bizim tarafımıza dönmüş oldu.
Karadağ deplasmanında maçın başında geriye düşmemize rağmen sahadan galibiyet ile ayrılarak, ümitlerimizin tükendiği Dünya Kupası için mart ayında play-off oynamaya hak kazandık. Katıldığımız son Avrupa Şampiyonası'nın elemelerinde de hatırlayacağımız üzere biz bitti demeden bitmiyor. Bizim çocuklara mart ayında oynanacak play-offlar için güvenimiz sonsuz. Umuyorum oradan da Katar biletini alarak uzun yıllar sonra Dünya Kupası arenasında yer alacağız.