Elektrik faturalarında 1 Şubat 2025 itibarıyla köklü bir değişiklik yaşanacak. Yeni düzenlemeye göre, aylık 417 kilovatsaatin üzerinde elektrik tüketimi yapan aboneler, hizmeti gerçek maliyetleri üzerinden satın alacak. Bu değişiklik, enerji politikalarındaki sübvansiyon sistemini yeniden yapılandırmayı hedefliyor. Peki, bu uygulamanın hayatımıza getireceği iyi ve kötü yanlar neler?
Mevcut sistemde, yüksek gelirli ve yüksek tüketimli aboneler de enerji sübvansiyonlarından faydalanabiliyordu. Yeni uygulama, bu desteği düşük gelirli ve düşük tüketimli abonelere yönlendirmeyi amaçlıyor. Böylece, enerji kaynaklarının daha adil dağıtılması sağlanacak. Ayrıca, yüksek tüketim yapan abonelerin faturalarında hissedilir bir artış yaşanacak olması, enerji kullanım alışkanlıklarının gözden geçirilmesine neden olabilir. Bu, enerji verimliliği ve tasarruf bilinci açısından önemli bir fırsat sunuyor. Enerji sübvansiyonları devlet bütçesine büyük bir yük getiriyor. Bu düzenleme ile ihtiyaç sahibi olmayan kesimlerin sübvansiyondan çıkarılması, kamu kaynaklarının daha etkili bir şekilde kullanılmasını sağlayabilir.
Ancak düzenlemenin olumsuz yanları da var. Aylık 417 kilovatsaat tüketimi aşan abonelerin faturaları %93 oranında artacak. Bu durum, özellikle kalabalık aileler ve yüksek enerji tüketimine sahip işletmeler için ciddi bir finansal yük oluşturabilir. Sanayi ve ticari işletmeler, yüksek enerji maliyetlerinden en fazla etkilenecek gruplardan biri. Bu durum, üretim maliyetlerini artırarak rekabet gücünü olumsuz etkileyebilir. Düşük gelirli olmasına rağmen yüksek tüketim yapmak zorunda kalan bireyler veya aileler (örneğin sağlık ekipmanlarına bağlı yaşayan kişiler) bu uygulamadan olumsuz etkilenebilir. Bu da düzenlemenin sosyal adalet boyutunda eleştirilmesine yol açabilir.
Bu düzenleme, enerji kaynaklarının daha adil bir şekilde dağıtılmasını ve enerji tasarrufu bilincinin artırılmasını hedefliyor. Ancak uygulamanın sosyal adaleti tam anlamıyla sağlaması için istisnai durumların ve özel ihtiyaçların da göz önünde bulundurulması gerekiyor. Tüketiciler için yeni bir dönemin başlangıcı olan bu değişiklik, enerji kullanım alışkanlıklarımızı yeniden gözden geçirme ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Her ne kadar sürdürülebilir bir enerji politikası açısından doğru bir adım gibi görünse de, bu düzenlemenin etkilerini yalnızca zaman gösterecek. Umarız, hedeflenen "adil enerji" politikası gerçekten de toplumun tüm kesimlerine fayda sağlar.