Sürdürülebilirlik kavramı son zamanlarda çok fazla popüler hale gelmiştir. Sürdürülebilir mimari veya yeşil bina olarak adlandırılan kavramlar sayesinde popülerliği artmıştır. Yeryüzünde bulunan sınırlı kaynaklar sebebiyle kullanım ömrü öngörülemeyen bir belirsizlik mevcuttur. Bu nedenle sürdürülebilirlik kavramı bu belirsizliğin önüne geçmeye ve azaltmaya çalışma çabası olarak açıklanabilir. Yeşil mimari ekonomik, sosyal, çevresel birçok fayda sağlamaktadır. Doğal çevreyi korumaya ve yapılı çevrenin daha fazla zarar görmesini engellemeye çalışmaktadır. Ekonomik açıdan su ve enerji için harcanacak para miktarında tasarruf edilmesini sağlayıp sosyal açıdan yeşil binaların güzel olması, altyapı üzerinde minimum zorlama yapması hedeflenmiştir. Yeşil mimari insan sağlığı ve çevre üzerindeki zararları en aza indiren bina yaklaşımdır. Enerji tasarrufu, su tasarrufu, güneş enerjisi kullanımından alınacak maksimum fayda, doğal yaşam alanına minimum zarar, alanın verimli kullanımı gibi birçok konuda fayda sağlamaktadır. Yeşil mimarinin en büyük hedefi tamamen sürdürülebilir olmaktır. Saha geliştirme, malzeme seçimi ve minimizasyonu, enerji verimliliği ve iç hava kalitesi yeşil bina için dikkat edilmesi gereken unsurlardır. Yeşil bina yaklaşımı temelinde ekolojik bir tasarım anlayışını benimser. Doğada gerçekleşen ekolojik bütünlüğü bina özeline taşıyarak küçük ekosistemler oluşturmayı ve bunun kendiliğinden devamlılığını sağlayabilmesini hedefler. Böylece oluşan bu sistemler doğal unsurlarla beraber çalışmaya başlar. Güneş enerjisinden rüzgardan ve sudan faydalanır. Doğal unsurları kullanan bu sistem işletme maliyetlerini azaltır. Ayrıca yeşil bina malzemeleri yenilenebilir kaynaklardan seçilerek bakım ve değiştirme maliyetlerinde de azalma meydana getirir. Yeşil çatı uygulamalarının yağmur suyunu emmek, yalıtım sağlamak, kentsel havanın azaltılmasına yardımcı olmak, sıcaklıklar ve ısı adası etkisini hafifletmek gibi birçok faydası bulunmaktadır.