Her başarısızlık fazla inanmamaktan geçer, fazla destek görmemekten değil.Destek görmemenin yanında kimsenin olmayışının da elbette olumsuzlukları var.Yalnızlık hissettirir insana, kimsesizliği anımsatır kişiye.Ne büyük çaresizlik olmalı insanın çıktığı yolda ,tek kalması. Ardına baktığında yoldaş sız olduğunu her defasında fark etmesi.Ama bunların hiç birisi esas başarısızlığın ana konusu değildir.Niyet kalbe ve akla düşünce insan gerçekten istemişse işin ucu başarıdan geçecektir mutlaka.Önemli olan savunulan görüşün ,yada niyetin tüm ayrıntılarıyla savunulacak yanlarına kişinin kendi kalbiyle inanmasıdır.Zira insan kendi fikrinde bulunan şüpheleri gideremediği takdirde kendi içinde boşluğa düşer.

Dudaklarına fermuar çekip gözlerini konuşturuyorsun ya... Dilim sussa; bakışlarım konuşur, yüreğim gelir dile, olmadı ovuşturduğum nasırlı ellerim dahi bir çift kelam olur. Bükülen belinle acze düşmüş bir yığın olarak tanımlıyorsan kendini, Bilmez misin bükülen beller hürmettendir. Hepimiz bu dünyada yaşayan kendi halinde insanlarız. Aynı olmamak, farklı olmak dünyaya özgüdür. Hayvanlara, ağaçlara hatta çiçeklere bak hepsi farklı .Zaten aynı olsaydı hiç de güzel olmazdı zaten... Suya yatmış leylakların kokusu ne güzel geliyor. Dünya değişiyor. Günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını göremeyeceksiniz.

Bizim için değil ama çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük... Sizin için kötü olacak; benden söylemesi..."

Şu anda vatandaşların birlik ve bütünlüğüne her zamankinden fazla ihtiyacımız var. Umudu yitirmek bu toprakların insanlarına yakışmaz.

Birbirimizin gizli düşlerinin, en derin korkularının, umutla başlayıp paramparça olacağının bilincinde olsak da çaresizce pervaneler gibi bizi yakacağını bilerek ateşe dönüyoruz... Ölüm yavaşça değil de hızlıca bizi alsın diye yalvarıyoruz. Elbirliğiyle yaşamaya dair ne varsa, güzellik adına ne varsa bitiriyoruz. "Artık kapatıyoruz!" diye slogan asan mağazalara döndük neredeyse...

Ufukta asılı kalan gözlerine, arşınlat erguvani tepeleri, ki ufka heba olmasın bakışların.

Toprağa dik gözlerini! Dik ki bu ruh bu tende nasıl can bulmuş, sevgiyle hatırla. Hangi dilde anlatılan gerçeğin ta kendisi hikayeler bize acı vermez ki. Kendi anadilimiz ya da diğer bir dil; ne fark eder.Bir ülke varmış, çok mutluymuşlar, refah insanları yaşarmış ya da zulüm çeken insanları da varmış; laik bir devletmiş, ama yobazı da çokmuş. Yüzyıla varan bir demokrasi geçmişi varmış; kimi zamansa yokmuş... İnsanın hakkı bazen varmış bazen yokmuş...

Dünyada yapılmış her şey, sevgi sayesinde yapılmıştır. Değişmek ve değiştirmek istiyorsanız okuyun ve elinize kaleminizi alıp yazmaya başlayın.