Bir yıl daha geride kalıyor... 2024 kolay bir yıl olmadı. Ekonomi, doğa olayları, trajediler ve bazı başarılarla dolu bu yıl; bazen bizi umutlandırdı bazen de derin acılar yaşattı. Dönüp baktığımızda en çok hatırlanacak olan bu yıldan aldığımız dersler olacak. İnsan olmanın, hayatta kalmanın, birlikte yaşamanın anlamını yeniden düşündüğümüz bir yıl geçirdik sanırım.
Rakamların Arkasındaki İnsanlar
2024, ekonomik belirsizliklerin en çok konuşulduğu yıllardan biriydi. TÜİK'in açıkladığı yıllık enflasyon oranı sadece bir sayı değil; sofrasındaki ekmeği küçülen bir aileyi, okul kıyafeti için kara kara düşünen bir ebeveyni, ay sonunu getiremeyen bir çalışanı anlatıyor.
Ekonomiyi sadece sıkıntılarla hatırlamayalım. Çabalamaktan vazgeçmeyen girişimciler, küçük adımlarla büyük başarılar elde eden gençler ve aile bütçesiyle mucizeler yaratan insanlar da bu yılın kahramanlarıydı. Ekonomi, sadece piyasalarda değil, mutfaklarda ve kalplerde şekillendi.
Umut Veren Zaferler
Bu yılın en güzel anlarından biri, Mete Gazoz'un Avrupa şampiyonu olmasıydı. Mete'nin okunun hedefi bulduğu o an, hepimizin kalbinde bir şeyler yerine oturdu. Sadece bir başarı değil, bu topraklardan çıkan umut dolu bir hikayeydi. Mete, "çabaladığında yapabilirsin" mesajını bize bir kez daha hatırlattı.
Deprem
Bu yıl yine yer sarsıldı. 16 Ekim'de Malatya'da meydana gelen deprem, bir kez daha hazırlıklı olmadığımızı yüzümüze vurdu. İnsanlar sokaklarda battaniyelere sarılmış beklerken, "Bu son olsun" cümlesini hep birlikte fısıldadık. Ama yeterince ders aldık mı? Deprem, bize dayanıklı yapılar kadar dayanışmanın da ne kadar önemli olduğunu gösterdi.
Doğanın Fısıltıları
2024, doğanın bize pek çok şey anlattığı bir yıl oldu. İklim krizi, orman yangınları ve kuraklık haberleri sadece haber başlıkları değil, yaşamımızın bir gerçeği haline geldi. Doğa bu yıl bize bir uyarı gönderdi: "Beni korumazsanız, sizi koruyamam!"
Gelecek nesillere yeşil bir dünya bırakmak, artık bir lüks değil, bir zorunluluk. Ama bu farkındalıkla hareket edebiliyor muyuz? Bu yıl bize bu soruları sormayı yeniden hatırlattı.
Gençlik
2024'te gençler yine bir sınırın iki tarafında kaldı: "Kalıp hayal kurmaya devam mı etmeli, yoksa valizini toplayıp başka bir hayalin peşine mi düşmeli?" Beyin göçü hız kesmeden devam ederken, gençlere sunulan imkanlar hala tartışmalı. Eğitim sistemi ise "reform" kelimesini duymaktan bıkmış gibi. Ama biz hala reformları bekliyoruz.
Konuşmak mı Susmak mı?
Sansür ve ifade özgürlüğü konuları gündemden düşmedi. Sosyal medyada kendini ifade eden bireylerin "dikkat et başın belaya girmesin" cümlesini kaç kez duyduğunu bir düşünün. Sanat ve medya özgürlüğünün, toplumun genel ruh halini şekillendirdiğini fark etmek için çok mu geç?
2025'e Girerken
2024 hepimizi zorladı ama belki de asıl ders burada gizli. Dayanışmayı, umudu ve çabayı unuttuğumuzda her şeyin daha da zorlaştığını gördük. Bir yıl boyunca ne yaşarsak yaşayalım, her şeye rağmen birlikte daha güçlü olabileceğimizi hatırladık.
Bu yıl bize geçmişten öğrenmenin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Yeni bir yıla girerken yalnızca umutlarımızı değil, geçmişten aldığımız dersleri de yanımıza alalım. Çünkü farkındalık olmadan ilerleme olmaz.
Yeni yıl belki bize daha çok huzur, daha çok güven ve daha çok sevgi getirir. Ama bu kez sadece umutla değil daha fazlasını yapmaya hazır bir şekilde başlayalım. Çünkü bu dünya hepimizin ve onu daha iyi bir yer haline getirmek bizim elimizde.
2025'in hepimiz için daha huzurlu, sağlıklı, güvenli ve daha umut dolu bir yıl olması dileğiyle...