İnsanlık tarihinin başından beri var olan göçkavramı, günümüzde de devam etmektedir ve üzerinde durulması gereken önemli konulardan biri haline gelmiştir. İnsanların gelecekteki yaşantısının bir kısmını ya da tamamını geçirmek üzere bir yerleşim biriminden diğerine yerleşmek üzere yapmış oldukları yer değiştirme olayı olarak ifade edilmektedir.Göçolgusu, dinamik özelliğiyle sebebiyle devamlıdır. Göç, insanın doğal yaşama alanından zorlayıcı sebeplerle (istemsiz/istemli) olarak kopması sonucu ortaya çıkan bir kavramdır.Uluslararası boyutta gerçekleşen kitlesel göçün, çeşitli sebepleri vardır. Ekonomik ve politik sebeplerin uzun yıllardır tartışılmasından sonra, küresel iklim değişikliği sorunu sebebiyle insanların göç etmesi de yeni bir tartışma sebebi olmuştur. Çevresel bozulma ve doğal afetler sebebiyle göç eden insanların sayısı her geçen gün artış göstermektedir. Çevresel nedenlerden kaynaklanan bu tarz göçler, diğer göç tiplerinden farklı olarak kavramsal ve hukuki anlamda yeni gelişmekte olan bir alandır.İklim değişikliğinin doğal dengeyi bozarak, deniz seviyesi yükselmesi, ormansızlaşma, kuraklık ve uç hava olayları gibi etkileri olacağı ortadadır. Bu etkilerin insanların yerleşme şekilleri, yaşam koşulları, gıda ve su güvenliği, sağlık koşulları üzerinde ciddi problemler yaratacağı da düşünülmektedir. Bunun sonucunda yaşanacak tüm bu çevresel olaylar ve bunlara bağlı oluşacak problemlerin ulusal ve uluslararası ölçekte büyük oranda yer değiştirmelere neden olacağı ortadadır.