Kentlerin değişim ve dönüşümünün kentsel ölçütlerden uzak bir biçimde kendiliğinden büyümesi ve gelişmesi de önemli bir konudur. Kentler artık ne iklim özelliklerine ne de fiziksel yapı özelliklerine bakılarak planlanıyor. Şöyle de bir gerçek vardır ki şu anki mevcut düzeni tamamen değiştirmenin zaten zor olduğunun farkındayız. Ancak yavaş yavaş bölgeler bazında doğru dönüşümün varlığı bu düzeni kurtarmaya yardımcı olabilir. Doğru dönüşüm dedim. Çünkü kentler yanlış dönüşüm yöntemleri ve projeleri ile beraber daha da çıkmaza itiliyorlar. Kentsel dönüşüm kavramı tanımının tam net bir altlığa oturmaması bu problemin en baştaki sebebidir. Dönüşüm kavramı aslında bilindiği üzere daha çok kentleri rehabilite etmek ve kentin bozulmalar yaşamış bölgelerini iyileştirmek adına gerçekleştirilmektedir. Ancak uygulamalar daha çok yeni alanlar, koruma alanları ve gecekondular üzerinde gerçekleşmektedir. Geçmişten günümüze değişen bir diğer olgu da dönüşüm projelerindeki yetki olduğunu söyleyebiliriz. Günümüze yaklaştıkça, ortalama olarak 2000'li yıllardan sonra yetki mercileri değişmiştir. Verilen yetkinin de dışında gösterilen imtiyazlar başlı başına bir devrim niteliğini taşımaktadır. Dönüşüm olayı başlı başına kentler açısından bir fırsat niteliği taşımaktadır. Aslında bunu söyleme sebebim tamamen kentlerin kendisi içindi. Fırsat niteliği taşıması ayrıca yanlış anlaşılan ve üzerinden kazanç elde etme kapısı olarak görülmesi anlamına da geliyor ne yazık ki. Aslında fırsat şu ki yeniden tüm her şeyi sıfırdan değiştiremeyiz. Ancak bölge bölge gerçekleştirilen dönüşümle bir şeyler yapabiliriz. Bu dönüşüm ile kentlerin kimliğini yeniden kazandırmaya yönelik, iklim değişikliği etkilerine duyarlı, yeni, sürdürülebilir ve yaşanabilir alanlar elde edebiliriz.Günümüzde kent kimliğinin tamamen yok olduğu, kentler arasında geçiş sağladığımızda yer değiştirdiğimizi dahi bize hissettirmeyen tamamen aynı özelliklere sahip alanlar meydana getirip duruyoruz. Her kent aynı iklim özelliklerini taşıyormuş gibi aynı malzemeleri aynırenkleri aynı tasarım ve planları kullanıyoruz. Tüm bunları aslında kente suç olarak da düşünebiliriz. Kentsel suç kentte işlenen kapkaç, gasp, cinayet gibi kriminal suçları ifade ederken; kente karşı suç, kentsel mekana, çevreye, kentlilere ve kentli haklarına zarar veren karar ve uygulamaların tümünü ifade etmektedir.