Kendinizi ve bakış açınızı sorgulamanızı sağlamamız gerekir, İnançlarınızı sorgulayın. Eğer fikirleri inanılabilir bulduğunuz için mantıklı ve doğru olarak kabul ediyorsanız, inançlarınız bilginin ötesine geçiyor demektir. Yani bir fikir konusunda bir inanca sahipseniz, onu pek de araştırmıyorsunuz. Güçlü ve meydan okunmayan inançlar, hedeflerinizi başarıp başarmamanız konusuna etkili olur. Eğer ürününüzü ödeme yapılmaya değer görmüyorsanız, hiçbir zaman onu satamazsınız. Ve eğer mesajınızın yeteri kadar güçlü ve önemli olduğuna inanmıyorsanız, onu asla paylaşmayacaksınız. Kendinize sorun. Bakış açınızın aksini ispatlayacak gerçekleri arayın. Biz insanlar, haklı olmayı severiz. Ve haklı olma arzumuzu korumak için, fikrimizi destekleyecek kanıtlar ararız. Üstelik onlara ters düşen kanıtları görmezden geliriz. Yani sürekli kendi fikrinizi destekleyecek veriler ve kanıtlar ararken, gerçeği göz ardı edersiniz. Bu bir anlamda hile yapmak! Çünkü bu durumda, hatalıyken dahi yaptıklarınızın doğru olduğunu düşünüyorsunuz. Performans değerlendirme zamanı geldiğinde ise elinizdeki veriler, eksikliklerin upuzun bir listesi haline gelir. Bu şekilde de tabi ki baştan sona haklı olduğunuzu düşünürsünüz. Oysa bakış açınızı çürütecek kanıtları toplamaya gönüllü olmak, sadece problemleri sezmenize yardımcı olmakla kalmaz aynı zamanda bakış açınızı da kuvvetlendirir. Başarı ihtimalini tahmin edin. Herkes bir ya da birkaç gerçekten uzak bilgiyi ezbere söyleyebilir ancak çok az insan istatistikleri tam anlamıyla kavrayabilir ve çok daha azı onları kullanarak karar verebilir. İzleyeceğiniz yolu, olayın gerçekleşebilme ihtimalini göz önünde bulundurmadan bir olaya dayandırdığınızda baz oranını ihmal etmiş olursunuz. Baz oranı ihmali ise göz alıcı görüşler eşliğinde sizi asıl amacınızdan saptırır ve istatistiksel olarak neyin mümkün olduğunu size unutturur. Yanılabileceğinizi göz önünde bulundurun. Geçen yıl Dünya Kupası'nı kimin alacağını biliyor muydunuz? Neler olacağını bildiğinizi iddia ediyorsunuz fakat bu iddiayı olay gerçekleştikten sonra dile getiriyorsunuz. Dahası, buna inanıyorsunuz. Geri görüş önyargısı oldukça karışık bir kavram. Öyle ki; yapılan bir araştırma insanların kendi tahminlerini ya da öngörülerini yanlış hatırladığını gösteriyor.

Geri görüş önyargısının yarattığı en ciddi problem ise hatalarınızdan öğrenme konusunda başarısız olmanız. Bu huy sizin yaptığınız hataları unutturduğu için aslında anlaşılabilir bir durum. Sevgiyle Kalın. Esenlikte Yaşayın. Mustafa Mızrak / Gazeteci / Yazar