Yalan, hile ve desise genlerimize işlenmiş bulunuyor ve evrim sürecinde de dinamo işlevi üstleniyor. Biyologlar, beyindeki gelişmenin yalan-dolanla ilgili olduğunu düşünüyor. Çünkü doğal seleksiyon sürecinde ''dürüst'' olanlar değil ''hilebazlar'' ayakta kalıyor.Eğer olaya bu anlamda bakarsak hayatımızın içine yalanı rahatça yerleştirir tüm değer yargılarımızı değiştirebiliriz.Daha zeki olmak daha çok kandırmak ve tabana yalanı yerleştirmek hayatı asla kolanlaştırmaz Atalarımız yalancının mumu yatsıya kadar yanar derken enin de sonunda su yüzüne çıkacak gerçeğin engellenemezliğini söylemiyorlar. Ne yalanı sevememek ne yalancıdan nefret etmek bizi kişisel anlamda korumaz, eğer yalan artık hayat felsefesi olmuşsa yaşamımızın her yerinde karşımıza çıkacak ve bizim kınamamız yetmeyecektir.Bu toplumsal çöküştür, yılgınlık güven kaybı herkese şüpheyle bakmak çok yorucu mutsuzluktu Çevrene pozitif enerji yayan biriysen eğer daha dikkatli olacaksın....
Kafalarında yarattıkları saçma bir dünyayı senin kafana geçirerek enerjiniçalmalarına ve seni yalan söyleme mecburiyetinde bırakmalarına izin vermeyeceksin. Hakkında hiç bir şey bilmedikleri halde yalan konuşmaya kalkanları dikkate almayacaksın. Ancak çoğu zaman gerçeğin acı tarafı o kadar ağır gelir ki, bazen hiç bilmemeyi, tamamen gözü kapalı bir hayat yaşamayı tercih ederiz. Gerçekler acıtır, hem de çok fazla. Yanlış bir insanla olduğumuzu, yanlış bir mesleği icra ediyor olduğumuzu, kendimize saçma sapan bir dünya kurmuş olduğumuzu fark etmek... Birgünansızın ortaya çıktığında canımızı yakan gerçeklerdir.Çünkü içimizdeki "doğru"nun sesini bastırmaktan çok yoruluruz zamanla.
Kendi doğrularımız kim bilir nerede saklanmıştır bunca zaman.Aslında onlar hep oradadır, sadece bununla yüzleşmek için hazır değilizdir. Kaçınılmaz olana yaklaştıkça, ya iyice kaparız gözlerimizi ve sonunda prensesin uykusuna dalarız ya da gerçekleri bir kahraman gibi göğüsleriz, hem de tüm gerçekleri; her ne pahasına olursa olsun.Bir binanın temeli sağlam değilse, o binanın üstüne kat çıkamazsınız. O binayı temelden yıkmanız gerekir. Yaşamdaki gerçeklerin etkisi de böyle olur. Her şeye sil baştan başlamayı gerektirir; kısa yollar yoktur çoğu zaman. Fark ettiğiniz bir gerçekle yüzleşmek cesaret ister. Gerçeğin savaşçısı olarak. Sevgiyle kalın. Ve her şeyden önce birbirinizi candan sevin. Çünkü sevgi birçok kötülüğü örter.