Gerçekler; her zaman acıdır.

Bu anlamda geleceğimizin daha güzel olabilmesi için uyarı görevini yapmak,

gerçekleri söylemek, yazmak bizim görevimiz. 30 yıldır,olabildiğince yapmaya çalıştığım Hakikat gazeteciliği ile geçen yaşam biçimimizi hep bu şekilde kurgulamaya çalıştım.

Bütün maksadımız;

Mersin'in ve ülkemizin daha güzel yarınlara erişebilmesi.

Gerçekler acıdır, dedim; gerçek şu:

tüketim çılgınlığı, adil olmayan gelir dağılımı, köşe dönücü felsefe, ekonomik sıkıntılar ve çekirdek ailede yaşanan eğitsel sorunlar, arkadaş çevresi, fırsat eşitliği, vb. çocuklarımızı manevi anlamda ve ruh sağlığı biçimselliğinde iyi yetişmelerini ne yazık ki olanaklı hale getiremiyor.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre bugün sigara içme yaşı 9 yaşına kadar düştüyse,2020 yılına göre antidepresan ilaçları 2021 yılında 5 milyon kutu ! artmışsa ve metamfetamin adlı uyuşturucu ucuz diye! çocuklarımızı, gençlerimizi, zehirliyorsa ;

'zombiler' haline dönüştürüyor ise bu konunun sorgulanması ve genel ve yerel idare tarafından ivedi olarak sıkı tedbirler alınması elzemdir.

Şöyle bir düşünelim; ebeveynler olarak tırnağına zarar gelmesini istemediğimiz çocuklarımızın geleceği ile ilintili en birincil amacımız nedir?

İyi yetişmiş, mesleğinde başarılı, özgüvenli,

vatana ve millete faydalar getiren, namerde muhtaç olmayan gençler..

Pekala çok güzel.

Ama kaç aile biraz önce yazdığım sebeplerden ötürü bunu başarabiliyor.

Oysa, bütün amacımız yavrularımız gençlerimiz iş güç sahibi olsun,güzel birliktelikler, dostluklar kursun, çevresine gülümseyen,eşit, mutlu bireyler olsunlar.Elbette ama bu hengamede,

ve Fast Food yaşam biçiminde maddeci ve her şeyi çabuk tükettiğimiz bu evrede bu ne kadar mümkün.?!

Etrafımıza bir bakalım; bu kentin çocukları okuluna, işine giderken yaşama motive olmuş,

Gülümseyen ya da üniversite mezunu dahil, işsiz! avare olarak dolaşırken karamsar olmayan kaç gencimiz var.?! Duyarlılık ve öngörü anlamında

Bu kentin çocuklarına sahip çıkmak adına ve yetkililere tehlikenin farkında mısınız diyerek, arkadaşları ile birlikte Uyuşturucu ile Mücadele eden Aileler Derneği kuran dernek başkanı Kamuran Bilen ablamız bakın bu konuda neler söylüyor:

"Siz hiçbir sorundan kaçarak, sorunun çözüldüğünü gördünüz mü? Metamfetamin ve benzeri uyuşturucuya ulaşmak için anne ve babasına zarar vermek isteyen gençlerin sayısı günbegün artmakta bizler elbette devletimizin katkısı ve çıkacak yasaları uygulayan başta Sayın Valimiz ve bu kentin yöneticileri ile birlikte anne ve babaların daha çok zor duruma düşmemeleri tıpkı Avrupa'da örnekleri olduğu gibi şehirden uzak 6 ay ila 1 yıl tedavi süreci olan yaşam köyleri ihdas edilmesini istiyoruz."

Bu kentin çocuklarına sahip çıkmamız çok önemli sevgili dostlar, bakın bir musibet bin nasihatten iyidir der atalarımız. Geçtiğimiz yıllarda İstanbul'da İstiklal caddesinde bir SAS komandosu subay bally içen çocuklar tarafından bıçaklandı, yakın zamanda gencecik bir evladımız annesinin kafasını vücudundan ayırdı, bu hayattan kopuş zombilik biçimselliğine dönüşen etkileşim bir karamsar yaşam şeklini almaya başladı.

Dolayısı ile bizim çocuklar için bir şeyler yapılması için daha ne bekliyoruz! Görülüyor ki varlığı inkar edilemez, AMATEM, Yeşilay gibi oluşumlar artık yeterli gelmiyor, zira orada isteğe bağlı tedavi şekli olabiliyor, şunu da vurgulamak durumundayız, artık

asfalt yollarını, kaldırımları övünç durumundan çıkarmak, çağdaş ülkeler gibi 30 yılda bir bu asfalt dökme kaldırım taşı değiştirme planları yapmak ve o işler için harcanan paraları eğitsel - spor- sanat- kültür ve aile içi dayanışma boyutunda bu manada kullanmak gerekiyor,

elbette kutsal devletin öngörü ve katkıları ile..

Bu kentin, bu ülkenin çocukları bizim yarınlarımız, geleceğimiz bunu unutmadan bizleri yönetenlerin çaba göstermeleri artık çok ama çok önemli.

Umarım Kamuran ablanın, arkadaşlarının

ve bu sorunları birebir yaşayan ebeveynlerin sesleri duyulur.