Hep aklımdaydı; başka zamanlar da Gaziantep'e gitmiştim, iş için, keza ailecek ya da turla ama Fıstık Müzesinden turizmci bir arkadaşım söz etmişti. İlginç olmalıydı, araştırmacı ve gezgin bir gazeteci olarak Fıstık Müzesini çok merak ediyordum,
Günübirlik gidip, gelmek üzere oğlum Berke ile birlikte cumartesi sabah erkenden yola çıktık, yaklaşık molalarla birlikte yolculuk 3 saat sürdü.
Girişte navigasyonu açtı Berke.
Trafik kalabalık; eh yaklaşık 3 milyonluk bir şehir.
Tabelalara da bakıyoruz, bu arada. Gaziantep'in otoban girişinde dikkatimi çekti. Et hali var. Fıstık hali var.
321 kilometre sahil şeridi olan Mersin'de bir balık hali hala yok.
Neyse sabah saatleri kahvaltı yapalım baba dedi Berke, baba buranın meşhur yerleri çok.
'Metanet' diye bir yeri açtı navigasyon bizi Bakırcılar çarşısına kadar götürdü, sonra zar zor arabaya park yeri bulduk. Cadde de boydan boya Gaziantep fıstığı, baklava, katmer satış yerleri, baharat satanlar, lokantalar ne ararsan var.
Metanat adlı salaş lokantayı sorduk, ara sokakta bir yer.
Karşısında yine aynı adla odun ateşinde katmer satan yine salaş bir yer.
Baba buranın meşhur bir çorbası varmış ondan içmek istiyorum, tamam koçum dedim bende eşlik ederim sana.
Gaziantep'e özgü bir çorba. Adı Beyran.
Bizim kelle paça gibi bir çorba. Tam Öğle vakti sadece Beyran çorbası ve lahmacun satılıyor.
Ailecek gelenler var, müdavimi çok.
Sonra iki adım ötede katmer çeşit çeşit.
"Normal" olsun diye bir katmer siparişi verdik, pahalıydı ucuz ne kaldı ki ama katmerin hakkını vermişler.
Elbette, Gaziantep'te olduğumuzu anladık.
Bu arada gastronomi kültürü konusunda olağanüstü bir şehir, Gastronomi müzesi var, bir turizm şehri anlamında önemli bir rotaya dönüşmüş.
Ne yapalım oğlum dedim Berke'ye.
Çarşıyı dolaşalım baba gelmişken, fıstık alırız, annemin istediği bazı şeyler var onlara da bakalım.
Çeşit, çeşit fıstık dükkanları.
Yeni mahsul fiyat yan yana dükkanlar herkes rızkını yiyor. Neyse yeni mahsul çifte kavrulmuş olandan biraz, biraz aldık, zira 300 TL'nin altında fıstık yok. Yolda zor yürüyoruz, belki cumartesi diye bilmiyorum ama ne de olsa 3 milyonluk bir kent. Ve en meşhur bölgesi Bakırcılar çarşısı.
Arabaya doğru yürüdük, ne yapalım oğlum dedim Berke'ye. Zaman hızla geçiyor, saat 16.00 oldu.
Zaman kısıtlı, akşam Mersin'e dönüş yapacağız.
Kafamızda iki yer var, biri duyduğumuza göre vardiyalı olarak 320 çalışanı olan Koçak baklavalarına gidelim, oradan yine navigasyon sayesinde Fıstık Müzesini ziyaret edelim.
Bu arada tesadüf bir beyaz eşya satıcısına adres sorduğunda Mersinliyiz deyince bizim de Tömük'te Yazlığımız var, demişler Berke'ye.
Neyse yine navigasyon sayesinde bulduk Koçak baklava salonunu.
Bu kadar marka değer baklava ismi var ama Koçak tam bir marka olmuş, siparişlere yetişemiyorlar, tezgahta çalışanları sayamadım bile.
Yaşayan insanlar bir o kadar da diğer şehirlerden gelen yerli turist. Bu arada Gaziantep'e yılda gelen turist sayısı 2 milyon.
Sevgili dostlar; köşe yazılarımı hiciv, ironi ve sohbet şekliyle yazmaya çalışıyorum keyifle okuyasınız diye.
Bu nottan sonra Gaziantep'i anlatmaya devam ediyorum.
Tavsiye ederim, elbette pahalı çeşit çeşit baklava kilosu 400-500 TL arasında ama sanırım bütün tur otobüsleri, orada yaşayan insanlar ve bizim gibi merak edip gidenler marka değer nasıl olunur yaklaşımını burada rahatça görebilirler.
Artık çok merak ettiğim yere gitme zamanı.
Fıstık Müzesi.
Neyse yine navigasyona müracaat.
Koçak'a 10-15 dakikalık mesafede.
Çok merak ettiğim Fıstık Müzesine vardık. Kapıda görevli arkadaş tam gazeteci kimlik kartımı gösterirken buyrun, hoş geldiniz dedi.
Müze ücretli mi diye sordum, hayır ücretsiz, haftanın yedi günü, 17.30 saatlerine kadar açık müzemiz diyerek bize bilgi verdi.
Girişte her taraf bilgilendirme yazısı ve Fıstık objesi ile dolu not aldım. Örneğin 1990 yılında Altın Fıstık kültür Festivali düzenlenmiş. 1997 yılında coğrafi işaret almış, Anavatanı Türkiye, İran, Türkmenistan.. Güneydoğu Anadolu bölgesi üretimin yüzde yetmişini gerçekleştirmekte, Antep fıstığının yurt içi kullanımı şu şekilde.
Yüzde 50 çerez, yüzde 30 tatlılar, yüzde 10 paketli gıda, yüzde 5 sağlık, yüzde 5 sağlık.
Gaziantep'te özelikle şehrin öteki yüzü de var hem de Zeugma kültür merkezi civarında. Bir gözlemim daha hafif raylı sistem yolcu taşıma sisteminde önemli bir yer tutuyor. Not almışım Büyükşehir Belediye Hastanesi de yapmış Gaziantep.!
13 müze var, Gaziantep'te. Doğru bizde de var. Ama müzelerin Kent Müzesi dışında enteresan olanların isimlerini sizlerle paylaşayım.
Oyuncak Müzesi, Hamam Müzesi, Gastronomi Müzesi, Mutfak Müzesi, Sabun Müzesi, Baharat Müzesi, Fıstık Müzesi.
Bu ilginç destinasyonlara önemli sayıda turist geliyor, tıpkı Eskişehir balmumu heykel müzesi gibi.
Sahi sevgili dostlar bizim bu şekilde bir müzemiz neden yok, neden hiç düşünülmemiş neden böyle rotaları tur gezileri haline dönüştürmedik. 8 ticari tarımsal üründe yine Türkiye 1.si olmamızdan hareketle neden böylesi duyarlılık tanıtma hevesi yok Mersin de.
Ve elbette limonun yüzde yetmişini üreten nadide bir kent olarak neden kapsamlı tarihçesi olan bizim de bir Limon müzemiz yok.
Neden Mersin?