Krizler, savaşlar, hedefsiz hayatlarda savrulup giden, ben merkezli insancıklar; neden yaratıldığının farkında olmadan, aciziyete düşen: var olan ama var olduğunun farkında olmadan, yok olan yurdum insanı. Ayrıca insanları tanıdıkça ve ülkenin gidişatını gördükçe karmaşıklaşan düşünce girdaplarım; bu insanlar için mi, emek veriyor, zaman ayırıyorum, kaygısı. Çevrem bilir, ben zamanımı paylaşacağım insanlarda ya da uğraşılarımda seçiciyimdir. En kıymetli sermayemi yani zamanımı, hak eden için harcarım. Dünya'nın kutuplarını bile eritti insanoğlu. Bizim kutuplar iyice sertleşiyor, keskinleşiyor ve diyaloglar soğuyor.
Bu devirde kalem tutmak, ateşe yazmaktır. Yazmak dert değil ama kim için... Geçmişine küskün, değerlerini çiğneyen, insana yaratandan ötürü bile saygı duymayan, kısır ekmek kavgası muhabbetleri yapan, bugünü için yarınından vazgeçen; yarın yavrusuna nasıl bir vatan bıraktığının farkında olmayan aileler ve onların yetiştirdiği evlatlar için kim için yazıyoruz... Ben ortaokul'da hikaye, kompozisyon, lise ve üniversite yıllarında yazı ve şiir yazmaya başladım. Şimdilerde yazmakta zorlanır oldum bazen. Çünkü dıştan etkenler, ülkenin iyice anafora dönen gündemi, medyanın yansıtışı, fikri yapılardaki çöküşler, menfaat için şekillenen insan kalıpları ve bu kalıplarda sıkışıp kalan sevgiden yoksun bizler...
Bu nedenleri, düşünmeyen insan güruhlarına mı yazıyorum acaba diye düşünüyorum bazen. Yazmaktan vazgeçmeyi düşünürken, köşe başından dönmemin sebebini bilin istedim. Yazmak isteyip ama yazmadığım, demiri tavında dövmek için zamanını beklediğim yazılarımı okuyacak; bugün ki yazılarımda ise o yazılardan aralara sıkıştırdığım cümlelerle, bütünü algılayan okurlar olduğunu biliyorum. Binlerce okur içinde bir kişi bile olsa bu okuyucu, verilen bu emeğe değer diye düşünüyorum. Okuyan, düşünen, yazabilen; yazmasa bile yazan insanın fikriyatına saygı duyan, bir fikirden kapı aralayan insanların varlığı beni heveslendiriyor yazmaya. Kişi bir hiçken kendini bir şey sanıyorsa, kendini aldatmış olur. Herkes kendi yaptıklarını denetlesin. O zaman başkasının yaptıklarıyla değil, yalnız kendi yaptıklarıyla övünebilir.